Tam 448 gün oldu...
Öldürmeler, kıyımlar, yıkımlar, işkenceler, toplu sürgünler, toplama kamplarında yok oluşlar, açlıklar, aşağılamalarTam 448 gün oldu, hâlâ devam ediyor.
Bebekleri seçip öldürdüler. Çocukları seçip öldürdüler. Kadınları seçip öldürdüler. İnsanları diri diri toprağa gömdüler, sayısız insanı enkaz altında çürüttüler. Aralıksız, acımasız, müdahalesiz Soykırım 448 gündür devam ederken onlar bu öldürmeleri, bu barbarlığı şov yaparak kutladılar. Sadece Filistin halkını değil bütün dünyayı, hepimizi aşağıladılar. "İnsan genetiği bozulmuş varlıklar"ın arsızlığı, sınırsız şiddeti, sapkınlığı öyle bir noktaya ulaştı ki, insan ırkını hedef alır hale geldi. Yeryüzünün tamamını kirleten bir bulaşıcı hastalık haline geldi. Öyle bir vahşete, öyle korkunç insanlık suçlarına imza attılar ki, çağlar boyu unutulmayacak. Ortadoğu'nun gelenekselleşen şiddet sarmalı arasında kaybolup gitmeyecek. İnsanlığın kolektif hafızasından asla silinmeyecek.SOYKIRIMI, BARBARLIĞI BU KADAR SAHİPLENEN BİR MİLLET HİÇ OLMADI!Camileri yıktılar, okulları yıktılar, evleri yıktılar, yolları yıktılar, yeşili yok ettiler, su kaynaklarını kuruttular. Canlı olan ne varsa yok ettiler. Gazze topraklarını kanla suladılar. Bizleri; insanlığın kolektif aklını felç eden, zihnini uyuşturan, haysiyetini yok eden, Gazze'ye en uzak insanları bile delirten görüntülere tanık ettiler. Mesele Netanyahu değildi. Mesele İsrail değildi. Mesele Hamas da değildi. Mesele küçücük Gazze'ye kim hâkim olacak meselesi değildi. Mesele İsrail-Arap meselesi değildi. Mesele bölgedeki güç çatışmalarının yol açtığı düşmanlıkla sınırlı da değildi. Mesele bir devletin, dünyanın en büyük terör örgütünün şiddet tutkusunun ilk kez bu denli kontrolden çıkmasıydı. Mesele bir milletin, bir toplumun, bir dinin mensuplarının soykırımı, vahşeti, barbarlığı içselleştirmesi, sahiplenmesiydi.
"GAZZE'NİN KİMSESİZLERİ"Nİ KORKUNÇ BİR ACIMASIZLIĞA, YOKLUĞA TERKETTİK!Mesele ruhlarındaki korkunç kötülüğü açık etmesiydi, serbest bırakmasıydı. Yahudiliğin güçle imtihanı, gücü ele geçirdikçe insan ırkını bile yok edebilecek bir delirmişlik haliydi. İsrail kontrolden çıktı. Yahudi halkı kontrolden çıktı. Coğrafyayı imha edecek noktaya geldi. Ve bu halin kurbanları sadece Gazze halkı değil. Devam ederse Suriye, Lübnan, S. Arabistan, Ürdün, Mısır ve bütün bölge İsrail'in, Yahudiliğin içten içe barındırdığı korkunç şiddetin kurbanları olacaktır. Gazze'nin kimsesizleri, sahipsizleri, terkedilmişleri insanlık tarihinin en dayanılmaz acımasızlıklarına teslim edildi. Konuşmaktan, bağırmaktan, ağlamaktan, lanet etmekten öte hiçbir şey yapılamadı. COĞRAFYA SİLAHTIR, İSRAİL DE ZAYIFTIR!Devletlerarası kilitlenmişlik, güçler arası dengesizlik ülkeleri de toplumları da hareket edemez hale getirdi. Ve bize o korkunç vahşeti sadece seyretmekten, acı içinde kıvranmaktan, çaresizlikten başka bir şey bırakılmadı. Oysa coğrafya silahtı, İsrail zayıftı. Biz, hepimiz insandık, milyonlardık, güçtük, akıldık, her şeyi biliyorduk Yüz binler İsrail sınırına dayanabilirdi. Milyonlar bölgeye akabilirdi. Her şeyi kilitler, İsrail'i hareketsiz bırakabilirdik. Bu korkunçlukları durdurabilirdik.
İSRAİL'İN ELİNİ KESEBİLİR, ONLARI "ÜLKELERİMİZDE" DURDURABİLİRDİK.Bu düğümü çözebilir, milletleri serbest bırakabilir, devletlerin işini kolaylaştırabilirdik. İsrail'i ülkelerimizde durdurabilirdik: Türkiye'de, Mısır'da, Lübnan'da, Suriye'de, coğrafyanın tamamında İsrail'in elini kesebilir, bu sefer onu hareket edemez hale getirebilirdik. Yapılacak çok şey vardı. Alınabilecek çok sonuç vardı. Hiçbir İsrail vatandaşı ülkelerimizde hareket edemeyebilirdi. İsrail'i kendi içine hapseder, coğrafyamızı, ülkelerinizi, şehirlerimizi kirletmesine izin vermeyebilirdik. İsrail'i coğrafyamızda hapseder, boğabilirdik. Onu durdurmanın başka da hiçbir yolu yoktu. İnsanlığı kurtarmak için İsrail'i boğmak insan ırkına yapılabilecek en büyük iyilik olabilirdi. Dünyanın geleceğini kurtarmak için en iyi yol olabilirdi.
30 YILDIR BÖYLE VAHŞET GÖRMEDİM! BUNUN ADI "MÜSLÜMAN SOYKIRIMI"Otuz yıldır bölgeyi izliyorum. Hem de günlük. Hiç böylesini görmedim. Askeri niteliği olmayan, ABD ve Avrupa ülkelerinin tamamının katıldığı bu Soykırım aslında Batı'nın "Müslüman Soykırımı" planlarının devamıydı. Afganistan ve Irak'ta gördüğümüz savaş ve işgal yöntemleri de "Müslüman Soykırımı" esaslı yürütülmüştür. Batı, İsrail Siyonizmi'ni, ırkçılığını Gazzelilerin üzerine salarak, bir aşırılık üzerinden korkunç bir vahşet işledi. Bize Coğrafi Keşifler olarak yutturulan Batı Sömürgeciliği'nin başlangıcından bu yana devam eden, son Haçlı Saldırısı olan 1. Dünya Savaşı'ndan sonra tahammül edilemez hale gelen Batı saldırılarının son halkası Gazze Soykırımı oldu. İsrail Gazze halkına karşı bir askeri zafer kazanamadı. Hamas'a, Kassam Tugayları'na karşı bir zafer kazanamadı. Havadan imha, o da ABD desteğiyle yapıldı. Kitlesel katliam askeri başarı değildir. İsmail Haniye ve Hamas öncülerinin şehit edilmesi Hamas'a ve Filistin direnişine diz çöktüremedi.
BU ÖFKE PATLAMASI BÜYÜK DEPREMLERE YOL AÇACAK İSRAİL AKDENİZ'E GÖMÜLECEK.Şunu netleştirelim: Gazze'deki soykırım ve Gazze'nin direnişi bütün bölgenin jeopolitik haritalarını değiştirecek,

84