Onların sesleri insanlığın çığlığından daha güçlü çıktı.
İnsanlık nefesini tutmuş, barbar bir kavmin, insan genetiğini kaybetmiş bir topluluğun Allah'a, bütün inançlara, yeryüzüne, insanlığa karşı dokunulmaz vahşetini seyrediyordu. Öyle ki; hiçbir semavi dinin, hiçbir inancın tahammül edemeyeceği, insan olanın kaldıramadığı, alçaklığın en alçakçası öldürme örneklerini sergilediler.AİLELERİNİ, KARDEŞLERİNİ, LİDERLERİNİ KAYBETTİLER. ÖLDÜLER, ŞEHİT OLDULAR. AMA ASLA PES ETMEDİERAma bir avuç yiğit, bir avuç kahraman, bir avuç İzzettin el-Kassam savaşçısı, dünyanın bütün ordularına direndi. En ilkel silahlarla, en büyük imkânsızlıklarla, hiç yardım alamadan, yerin altından çıkıp İsrail ordusuna, ABD ordusuna, Avrupa Birleşik Ordusu'na kök söktürdü. Şehit oldular. Göğüslerini gere gere savaşıp öldüler. Vatanlarını savundular. İnsanlarını savundular. Bütün insanlığın onurunu savundular. Yeryüzünün aydınlık ruhunu savundular. Liderlerini kaybettiler. Öncülerini kaybettiler. Kardeşlerini kaybettiler. Ailelerini, çocuklarını, ana-babalarını kaybettiler. Ama yenilmediler. Asla yenilmediler. Ve asla pes etmediler.
BİR AVUÇ KAHRAMAN HEPSİNİ REZİL ETTİKalanlar savaşa devam ettiler. 466 gün boyunca bir gün bile geri adım atmadılar ve direndiler. Dünyaya, bir milletin aziz evlatlarının nasıl savaşabileceğini gösterdiler. Dünyaya ibret oldular. Rol-model oldular. Öncü oldular. Dünyanın "büyük orduları" bir avuç kahramanın önünde rezil oldu. Hiçbir askeri başarı sağlayamadı. Tankları, topları, füzeleri, uçakları, denizaltıları, yapay zekâları, istihbaratları, uçak gemileri küçücük bir topluluk karşısında, bir avuç yiğit karşısında çaresiz kaldı.
KUM TEPELERİNİN ALTINDAN YİĞİTLER FIŞKIRIYORDU! "HAMAS'I YOK ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL" DEDİLER..Sadece sivilleri, sadece masumları, sadece silahsız insanları öldürdü. 466 gün boyunca bir tane esiri bile kurtaramadı. Alay konusu oldular. "Hamas'ı askeri olarak yenmemiz mümkün değil" demeye başladılar. "Yok ettik ama sayıları daha da artıyor" demeye başladılar. "Tünellerle baş edemedik" demeye başladılar. "Bu insanlar nereden geliyor" demeye başladılar. "Ateşkese hazırız, esirler bırakılırsa" demeye başladılar. Sanki göklerin ordusu vardı karşılarında. Yokluktan gelen savaşçılarla yüzleşiyorlardı. Kum tepelerinin altından askerler, yiğitler fışkırıyor, en basit silahlarla onları avlıyor, şaşkına çeviriyordu.
"MÜSLÜMAN SOYKIRIMI", KİMSESİZLERİN MUCİZESİ..Böyle bir direniş destanı hakkıyla yazılacak mı İnsanlık bu mücadeleyi zihinlere kazıyacak mı Batı dünyasının "İsrail Garnizonu" üzerinden yürüttüğü "Müslüman Soykırımı"nı, bu soykırıma direnen "kimsesizlerin mucizesi"ni nesilden nesile aktaracak mı İsrail devletinin, dünyanın en büyük terör örgütünün, Yahudi halkının nasıl bir barbarlığın temsilcileri olduğunu, Allah'a ve insanlığa karşı ne büyük suçları barındırdığını, ilâhî olana karşı şeytan ordularının karargâhı olduğunu artık anlayacak mıAnlayacak, bilecek. Biz aktaracağız. Biz şahidiz ve bunu tarihe ilmik ilmik not edeceğiz.
PEKİ, SİZE TEK SORU: NE KAZANDINIZKÖTÜLÜKTEN BAŞKA NE KAZANDINIZÖyle bir nefret topladılar ki, dünyanın hiçbir yerinde güven içinde olmayacaklar. Korku ile yaşayacaklar. Gizli gizli yaşayacaklar. Saklanacakları kuytular arayarak ömür sürecekler. Nefret objesi olacaklar. Gün gelecek, Akdeniz'e gömülecekler. Bir kez daha ülke ülke dağılıp paramparça olacaklar. Bir soru, tek bir soru, gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor: Ne kazandınız Barbarlığınızdan, vahşiliğinizden, insanlık katilleri olmanızdan başka ne kazandınız Bebekleri öldürdünüz, ne kazandınız İnsanlığa savaş açtınız, ne kazandınız Şimdi ateşkes imzalıyorsunuz, elinize ne geçti Bütün dünyanın nefret ve öfkesinden başka ne kazandınız
BU HAFIZADAN KORKUN.O İNTİKAM SİZİ YİNE YAKALAR. BOYNUNUZDAN TUTUP YERE ÇALAR.Coğrafyanın hafızası vardır. Milletlerin hafızası vardır. Şehirlerin hafızası vardır. Zeytin ağaçlarının bile intikamı vardır. Ve bu intikam sizi yakalayacak. Boynunuzdan tutup yere serecek. Yıllarca, on yıllarca bunların unutulacağını mı sanıyorsunuz

72