Aslında dünya düz...

Bilim rafa kalkınca bir şey anlatmak o kadar zordur ki... Mesela dünyanın düz olmadığını kime nasıl anlatacaksınız Gelin Muş Ovası'na gidelim ve dünya gözü ile bakalım: Düz bir dünya göreceksiniz. Kim demiş dünya yuvarlaktır diye!Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bir şeyler açıkladılar. Düşük faiz ile bir başarı yakaladıklarını söylüyorlar. (Başarının ne olduğuna da bakacağız)İyi de faiz düşmedi ki... Hatta Merkez Bankası suni şekilde faiz indirince piyasada faizler arttı. Ortada bir ekonomik başarı varsa bu artan faizlere rağmen gerçekleşti. Altta grafiği görüyorsunuz. Eylül 2021'de MB faizi 19,00'da iken kredi faizleri 21-23 bandında seyrediyordu. Bugün MB faizi 14,00'de ama kredi faizleri yüzde 23-29 bandında. Düşen faiz sadece MB'nin dandikleşen faizi. Kredi faizleri düşmemiş ve artmış; hatta üstüne üstelik kurlar da arttı. Kurlar artınca dış ticaret açığı mı azaldı Hayır. İhracat ilk 5 ayda 20,4 artışla 102,5 milyar dolara ulaşırken, ithalat 40,9 artışla 145,7 milyar dolara çıktı. Enerji faturası diyorlar... Enerji hariç dış açığımız da 48,2 artış gösteriyor. Oysa onca kur artışına karşılık en azından enerji hariç dış ticaretimiz azalmalıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ekonomi programı stratejimizi kökten değiştirdik. Faizi artırarak zengini daha zengin fakiri daha fakir yapacak ekonomi reçetelerini bir kenara bıraktık. Ülkemizin asıl ihtiyacı olan, yatırım, istihdam, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme esaslı programımızı uygulamaya başladık" diyor. Doğru mu 2020 yılı ilk çeyreğinde GSYH içinde ücretlilerin payı 31,3 seviyesindeydi. Bu oran artık 24,6'ya geriledi. Hoş geldin UCUZ İŞÇİLİK; yani 70-80'lerdeki ÇİN MODELİ.Ücretlilerin GSYH payları son 2 yılda 6,7 puan azaldı. Bunu şöyle izah edeyim: İlk çeyrek GSYH 2 trilyon 688 milyar liradır. Çalışanların kaybı ise 180 milyar lira ediyor. Her bir çalışan aylığından son iki yılda 2 bin lira kaybetmiştir. (2016ya göre çalışanların aylık gelir kaybı 2.300 TL)Peki, kim zengin oldu Tabii ki zenginler daha zengin oldu.Sadece geçen yıl Nisan ayında bankalarda parası 1 milyon liranın üzerinde olan kişi sayısı 306 binden 239 bin kişi artarak 545 bin kişiye yükseldi. Bu kişilerin paraları da son 1 yılda yüzde 84,3 artışla 3,6 trilyon liraya çıktı. Kısaca söyleyelim: Çalışan kaybetti; zenginler kazandı...Ne diyorduk biz: Ne yapıyorlarsa tam tersini söylüyorlar veya ne söylüyorlarsa tam tersini yapıyorlar. YATIRIMLAR FAİZE BAĞLI DEĞİLKimse yatırımların faize bağlı olduğunu söyleyemez. Hatta daha ileri gidelim... Normal ötesi düşük faiz verimsiz yatırımlar yolu ile ekonomiyi ve ülkeyi içten içe çürütür ve çökertir. Örnek mi Yunanistan...Ben sizlere KARAR gazetesinin ilk yıllarında bu konudaki Yunanlı Profesör ile söyleşisini öneririm. Veya bu konuda 22 Haziran 2017 yılında yazdığım "Düşük faiz belası" başlıklı yazımı öneririm. Gelin bizim ülkemize bakın: 2019 yılı ortasında "Laf dinlemiyordu" denilen MB Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yine faiz düşürme konusunda ısrarlıydı. Göreve gelen Murat Uysal faizleri hızla indirdi. Ekim 2019'da MB faizi yüzde 14,00'ün altına düştü ve 2020 yılı ilk çeyreğinde de tek haneye kadar indi. Peki, yatırımlar mı patladı 2018 yılı ilk çeyreğinde 201,3 olan yatırım endeksi 2020 yılı ilk çeyreğinde 192,5'e bile düştü. Ülkemizde 2015 yılında duran makine teçhizat yatırımı tam ne zaman arttı biliyor musunuz 2020 yılı ikinci çeyreğinde. Faizler tek hanede iken artmayan yatırımlar ne hikmetse 2020 yılı ikinci çeyreğinde 6 yıl sonra artmaya başladı. İyi ama tam o sıralarda önce Murat Uysal örtülü faiz artırırken ardından gelen Naci Ağbal ise MB faizlerini yüzde 15,00'den önce 17,00'ye