Vaktiyle, memleketin birinde, çok yorgun ve çok uykusuz da olsa yatağa girince hemen uykuya dalamayan bir adam iş seyahatine çıkar. Akşama kadar ayaklarına kara sular inen adam hemen bir otele girer, bir oda tutar ve yatar.
Bir saat kadar sonra da uykuya dalar. Adam uykuya dalınca kapısı çalınır. Gelen resepsiyonisttir. "Aşağıda sizin için bir paket var efendim" der. Uykusunu bölmek istemeyen adam, "Yarın sabah iner alırım" diye cevaplar.
Uyanık resepsiyonist, Kargo parasıyla bahşişimi verin de paketi ne zaman alırsanız alın" der ve parayı alıp aşağı iner.
Adam yeniden yatağa girer ve yine yaklaşık bir saat kadar sonra uykuya dalmayı başarır. Aradan çok geçmez, adamın uykusu yine bir kapı tokmağı ile bölünür.
Gelen yine resepsiyonisttir. "Efendim, yine ben. Deminki paket sizin değilmiş..."
Bugünkü köşe yazımız bahşişi iade etmeyen resepsiyonistler hakkında olacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kanal 7 yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şimşek'in vergi affı konusunda konuşurken kurduğu bir cümle dikkat çekiciydi:
Diyelim ki müfettiş bir rapor yazdı. Mükellef geldi, idareye dedi ki 'bu rapor yanlış.' İdare bir komisyon kuruyor, o raporu tekrar inceletiyor. Eğer o raporda yanlışlıklar varsa ona göre düzeltmelere gidiliyor. 'Vergi borcu silindi' dedikleri, iddia ettikleri alan tam olarak bu idi. Ama geçen sene çok büyük bir adım attık. Dedik ki 'vergi müfettişinin yazdığı rapor yüzde 100 yanlış olsa kanuna, genelgelere, tebliğlere aykırı olsa, yine ana parayı idare silemez.' Kanun çıkarttık. Hâlâ bu iddialar varsa cehaletten kaynaklanıyor."
Birçok dostumuz Bakanın bu açıklamasını bize gönderdiler ve "vergi müfettişinin yazdığı rapor yüzde 100 yanlış olsa kanuna, genelgelere, tebliğlere aykırı olsa da yine de vergi borçları silinmiyormuş, yeni bir kanun çıkmış, bu hangi kanun" diye sordular.
Yani tıpkı hikayemizdeki gibi, bu açıklamayı okuyan birçoğunun gözünde, paket yanlış gelse de kargo parası ve bahşişi iade etmeyen bir resepsiyonist canlandı. Tiiiiiiiinnnnnn!