Meclis'te beş minare, beri gel memur beri gel!

Vaktiyle, memleketin birinde, ömründe ilk kez minarede ezan okunduğunu gören küçük bir çocuk, ezan sesinden korkar ve minarenin etrafında telaşla dolaşmaya başlar.

Etrafta kimseleri göremeyen çocuk bakar ki çare yok, şerefede ezan okuyan müezzine bağırır: "Boşuna bağırıyorsun amca, öyle bir yere çıkmışsın ki dalı yok budağı yok. Ben seni nasıl kurtarayım şimdi, söyle seni kim çıkardıysa oraya, o indirsin..."

Kamudaki kariyer meslek mensupları ile üst düzey yöneticilerin aylık ücretlerine otuz bin liraya varan seyyanen zam yapılması hususunu düzenleyen teklif, geçtiğimiz hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmiş, bu teklif kısa sürede kamuoyunda büyük bir tepki toplamıştı.

Seyyanen zam düzenlemesi tepki çekince teklif, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla, Meclis Genel Kuruluna sunulmadan geri çekildi.

Zam teklifine; "eşitliğe aykırı, bir zam yapılacaksa ayrım gözetilmeksizin tüm memurlar için yapılmalı" diyerek itiraz edenlerin çoğunlukta olması beklenirken, bu kesim azınlıkta kaldı.

Zam teklifine daha yüksek sesle itiraz eden ve sayıları daha kalabalık olan muterizler ise şunları söylediler: "İktidar, torpille göreve getirdiği ve sınava dahi girmeden atanmış olan tepedeki adamlarına kıyak geçiyor. Zam yapılacak bu kişiler, zaten hal-i hazırda yüksek maaş alıyorlar, lojmanlarda oturuyorlar ve makam arabalarına biniyorlar..."

Meselâ, Gazeteci Deniz Zeyrek, müfettişler ve diğer kariyer meslek mensuplarının "siyasî atamalar ile göreve geldiğini" söyledi.

Gelecek Partisi Parti Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ ise düzenlemeyi şöyle eleştirdi:

"Kim bu bürokratlar, hepsinin yüksek maaşları var. Bu bürokratların hepsini iktidar kendisi atıyor. Bunlar öyle sınavla, mınavla bir yere gelmiyorlar. Liyakatle bir yere gelmiyorlar..."

Kısacası kamuoyu, kariyer meslek mensuplarına, "Dalı budağı olmayan bir mevkiye sizi çıkarmışlar. Şimdi bağırıp durmayın, sizi biz kurtaramayız" dedi.

Zam teklifini "eşitlik gözetilmeli" diyerek eleştirenleri anlayışla karşılayan kariyer meslek mensupları, kendilerinin "bir elleri yağda bir elleri balda" şeklinde tarif edilmesine ise gücendiler ve kendilerini şöyle savundular: