Kazıkçı

Muhammed Bin Zayid 24 Kasım'da Ankara'ya geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan da 14 Şubat'da Abu Dabi'ye gitti. BAE'li ünlü sanatçı Hüseyin El-Cesmi Erdoğan'ın bu ziyareti nedeniyle kendi sosyal medya hesaplarından "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını Türkçe paylaştı. 14 Şubat Sevgililer Günü'nde. Yalakalık bulaşıcıdır. Oysa bizim yandaş medyada olduğu gibi onların da medyasında karşılıklı çok güzel atışmalar olmuştu. Neyse artık her şey geride kaldı ve iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldı.Cumhurbaşkanı Herzog'ın 9 Mart'daki ziyaretiyle İsrail'le de benzer bir sayfa açılacak ve birlikte "yeni ufuklara açılacağız". Oysa İsrail'le barıştığı için Yeni Şafak gazetesi Muhammed Bin Zayid'e "şerefsiz" demişti. Neyse biz konumuza dönelim: Kıskançlık ve kazık atma yarışı. Arap medyasına bakılırsa Katar Emiri Temim, Erdoğan'ın yeni kankası Muhammed Bin Zayid'i kıskanıyormuş. Anlamı: Ben Erdoğan'ı kimse ile paylaşmam. Suudi Veliaht Muhammed Bin Selman da her ikisini kıskanıyormuş. Kıskançlık Körfez coğrafyasında kral, emir ve şeyhlerin genetik karakteridir. Hepsi 'ABD en çok beni sevsin' yarışında. Hepsi "ABD'deki Yahudi lobilerinin gönlünü kazanmak için acayip para harcıyor". Hepsi de Trump'ın Yahudi kökenli damadı Jared Kushner'i çok seviyordu. Tıpkı damat Berat Albayrak gibi. Jared ise Netanyahu'nun kankasıydı. Tıpkı Ukrayna Devlet Başkanı Zelinski ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev gibi. Onlar da Erdoğan'ın kankası. Hikaye magazinleşti ama bu kadarı da olsun. Katar ve BAE'nin liderlerini kıskanan Suudi'lerin 'yakışıklı' Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman şimdilik kendini ağırdan satıyor. Belki de Sisi'den işaret bekliyordur. Ya da 'Büyük Patron' Biden'dan. Herkes parasına güveniyor. Şimdiye kadar olduğu gibi AKP'nin sattığı ve satışa çıkaracağı kurumları kelepir fiyatına alma yarışındalar. Ne kaldıysa! Adamlar Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu çok iyi biliyorlar. Hepsi Osmanlı, Türk, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı. Hepsi Kanlı Arap Baharı başlangıcında birlikte hareket etmiş ve bölge halklarına demokrasi ve özgürlük getireceklerini söylemişti. Neyi, nasıl ve ne biçimdegetirdikleri ortada. Hepsi iki değil on yüzlü ve riyakar