Sırada Kazakistan mı var!

Afganistan savaşı ile Sovyetler Birliği'ni dağıtan ABD ve müttefikleri sonraki yıllarda Rusya'yı da rahat bırakmadılar. Soros'un renki devrimleriyle Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan ve son olarak Beyaz Rusya üzerinden Moskova'yı sıkıştırabileceklerini hesaplayan batı bu arada Çeçenistan'ı da ayaklandırmıştı. Sonuç: Rusya; Çeçenistan ayaklanmasını bastırdı, Gürcistan'ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerine el koydu, Ukrayna'yı ikiye böldü ve Kırım Yarımadası'nı kendine kattı sonra da Karabağ savaşını bahane ederek askerini bölgede yerleştirdi. Batı bu kez Kazakistan'da ortaya çıktı. Rusya için en tehlikeli ve asla göz aradı edemeyeceği bir coğrafyada. Kazakistan'ın Rusya ile ortak sınırı yedi bin kilometre. Bir kargaşa durumunda dünyada hiçbir ülke bu sınırı kontrol edemez. Örneğin Kazakistan'da bir iç savaş durumundan yararlanabilecek IŞİD ve benzeri oluşumlar bu sınırdan sızarak Rusya'yı ve hatta Çin'i (sınır 1500 km) perişan edebilir. Ayrıca yüzölçümü 2 milyon 725 bin kilometrekare olanKazakistan'ın toplam değeri 12-14 trilyon dolar yeraltı zenginliklerine sahip olduğu hesaplanıyor. Uranyum, kobalt, çinko, magnezyum, bakır, demir, kurşun, altın, elmas, petrol, doğal gaz, kömür... Kazakistan'ın diğer komşuları ise Özbekistan (2200 km), Türkmenistan (380 km) ve Kırgızistan (1200 km) ve bu dört ülke eski adıyla Rusya'nın 'arka bahçesi'. Hiçbirinde zerre kadar demokrasi yok ama hepsinde akıl almaz yolsuzlukların her türlüsü var. Azerbaycan'da olduğu gibi. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Özal "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne Türk dünyası" sloganıyla "Buralar bizim de arka bahçemiz" demişti. O günden sonra Ankara bu ülkelere özel ilgi göstermiş ve her alanda işbirliğini geliştirmeye çalışmıştır ve çalışmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak12 Kasım'da bu ülke liderleriniİstanbul'da toplayarak Ankara'nın bölgeye olan ilgisini yeniden ve herkese hatırlatmıştı. Tam da ABD ve NATO'nun Rusya'yı Ukrayna ve Karadeniz'de sıkıştırmaya çalıştığı