Hatırlatayım

Geçen hafta Fransız şirketi Lafarge, 'IŞİD'e yardım etme' suçunu kabul etti ve 777.78 milyon dolar ceza ödemeye razı oldu. Şirket; IŞİD'e yaptığı satışları da Fransız istihbaratı ile paylaştığını da belirtti. .. Dört yıl yani 27 Aralık 2018'de bu köşede yazdığım yazıyı hatırlatmak geldi içimden... .. "LAFARAGE,dünyanın bir çok yerinde çimento üreten bir Fransız şirketidir. Suriye'de Rakka-Menbiç arasında çok büyük bir fabrikası var. Şimdi şirketin, Fransız yargısıyla başı belada. Neden mi 2011-2016 döneminde fabrikada üretimin devamını sağlamak içinIŞİD'e para vermiş. IŞİD bölgeden temizlenincenöbeti PYD devralmış. 2 Şubat 2015'de PYD Eş-Başkan Asya Abdullah ve Kadın Savunma Birlikleri Komutanı Nesrin Abdullah'ı Elysee Sarayı'nda ağırlayan dönemin Cumhurbaşkanı Hollande'ın çimentoyu konuşup konuşmadığı bilinmez ama geçen hafta Cumhurbaşkanı Macron ile bir araya gelen PYD-SDG heyeti Macron'a 'Ne olur bizi bırakma istediğini yaparız' demiştir. Başkaları gibi. Örneğin Suriye eski Savunma Bakanı Mustafa Tlass'ın oğlu Munaf, 6 Temmuz 2012'de ordudan ayrılarak muhalefete katıldı, 26 Temmuz Ankara'da Davutoğlu ile buluştu, Esad devrilseydi 'Suriye'nin yeni cumhurbaşkanı olacaktı ama artık Paris'te yaşıyor. Kız kardeşiyle birlikte Fransız 'devleti' ile çok iyi ilişkileri var. KardeşiFiras2007-2011 döneminde LAFARAGE'ın Suriye'deki ortağıydı çünkü Başkan Esad ile arası çok iyiydi. Firas; Gür-İş şirketinin 2008'de Rakka yakınında temelini attığı fabrikayı engellemek için çok uğraştı. Şimdi dönelim bizim Hamza'ya yani Jan'a. Ağustos 2016'da Cerablus'a giren ve oradan tüm bölgeye yayılan Türk askerleri Şubat 2017'de El-Bab'da önemli bir IŞİD'çiyi yakalamıştı. Arap medyasında görüntüleri yayınlanan Jonathan isimli bu kişi Avrupalı cihatçıların Suriye'ye taşınmasından sorumluydu. Sonrasında adamla ilgili hiçbir yerde haber görmedim. Cerablus'takilere sorduğumda bu kişinin Cerablus'a gelip gittiğini Hamza ile birlikte dolaştığını söylediler. Peki birlikte dolaştıklarında neler yapıyorlardı Cerablus'da yetişen yüzde yüz doğal buğday, mercimek, üzüm, ceviz, kavun, domates, soğan ve benzeri birçok meyve ve sebzenin tohum ve fidelerini özel sandıklara koyuyor ve Türkiye üzerinden Fransa'ya yolluyorlardı. Cerablus halkına GDO'dan söz ettiğinizde size şaşkın bakar çünkü devlet hiçbir şekilde yabancı tohumların ithaline ve kullanılmasına izin vermiyordu ve cezası çok ağırdı. Olayların başladığı 2011'den sonra ülke perişan oldu. Birçok bölgeyi önce IŞİD sonra da PYD-YPG-SDG Fırat'ın doğusunu yönetir oldu. Hepsi de ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer Batılı ülkelerin hizmetinde. Bölgede binlerce belki on binlerce casus yani ajan yetiştirilmişti. Ne yaptılar ya da ne yaparlar bilinmez ama Suriye'nin bunlardan kurtulması için yıllar gerekecek.