Zihniyet Göçü ve Çöküşü
İnsanoğlu her gün zihinsel değişime uğradığı gibi bedensel değişime de uğrar.
Kim neye nasıl inanıyorsa, inandığı değerler zayıfladıkça zihniyet yapısı da değişir. Haliyle kadavrasını yani dış görünüşünü de bu değişime uydurur.
Günlük hayatını ve işini bu uydurmaya göre düzenler, ona göre konuşur, yaşar, yer içer, çalışır; kılık, kıyafet, hal ve hareketlerini de aklı yerine, nefsi belirler.
Uydurur kelimesi üzerinde bir nebze duralım.
Kılık, kıyafet, hal ve hareketteki değişim; akıl, düşünce, fikir kontrolünde değil, daha çok "güdülme, yönlendirme, yönetilme" refleksiyle gerçekleşir.
Bu ifadeler, sadece dini meseleler merkeze alarak yorumlanmamalı. Zihin göç ve çöküşünü gerçekleştirmek isteyenler; neyi, nasıl kabul ettirmek istiyorlarsa, güdülmek isteyenleri istedikleri arazilerin malzemesi yaparlar.
Bugün bu güdülmeyi hepimiz yaşıyoruz. Acayip bir hale geldik ve garip bir zihniyet göçünün sarmalında neyi kaybediyoruz neyi kazanıyoruz farkında değiliz.
Dün kara dediğimize, -kara olduğu halde- bugün ak diyebiliyoruz. Kendimize sorular sormaya korkuyoruz. Çükü kendimizle yüzleşmeye cesaretimiz yok.
Öncelikli olarak böyle bir göç ve çöküşe karşı devletimizin önlemler alması veya aldığı önlemler yeterli midir bilemem.
Bu hakikatleri görmek için sokaklardan kurumlara, okullardan, çarşı-pazara, medyadan sosyal medyada olup bitenlere bakmak kâfidir.
Söylediklerimiz olmayan ve ulaşılmayan Kaf Dağının arkasında değil. Hemen dibimizde, dip dibe yaşadığımız gerçeklerdir. Bir zihniyet göçü ve çöküşü filmi seyrediyoruz.
İhsan Fazlıoğlu'nun ifadesiyle:
- "Bir milletin kültürünün içinin boşaltılması, o millet nezdinde şahs-ı manevisi olan kavramlarla oynanılmasıyla başlar. Bir kültürün şahs-ı manevisi, bulunan kavramlarına uygun davranmayan kişilere vicdansız denilir.
Bu nedenle, bir insanın yeryüzünde başına gelebilecek en büyük musibet, anlamlandırma yetisini kaybetmesidir". İhsan. Fazlıoğlu. Kendini Aramak. S.16
Yani her şeyi güllük gülistan görmek yahut göstermek, elimizdeki imkânları kaybetme endişesinin tezahürüdür. Zihin göçünün ve çöküşünün sebebi esasında bu korkumuzdur.