Bu hafta kitaplar adına onların hazinesini tanıtmak istiyoruz.

Bir coğrafyayı vatan eden ana temellerden birisi de o coğrafyanın medeniyet ve insanlık tarihini ortaya koyan yazma kitaplardır. Milletlerin hafızaları bu eserlerdedir.

Dünyada kaç millet ve devlet bizim gibi geçmişte kendi hafızasını yok etmeye kalkmış veya kâğıt hurda mesabesinde satmıştır bilmiyorum ama 1940 ila 1950 arası böyle bir hafıza silme ve kaybetme hadisesi yaşanmış ve geçmişimiz silinmek istenmiştir.

Oysa bütün dünyada milletler ve devletler, mazilerinden aldıkları ve taşıdıkları değerleriyle yarınlarını kurar, tarihi ve kültürel devamlılıklarını sağlarlar.

İşte Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan'ın, 2010 yılında kurulmasını sağladığı "Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı", asırlardır birbirine bağlı olarak devam eden medeniyetimizin ve tarihimizin bel kemiği olan "Yazma Eserlere" sahip çıkarak, milletimizin hizmetine sunulmasını temin etmiştir.

Geçtiğimiz hafta birkaç dostla Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı'yı ziyaret ettik.

Özpilavcı, yüzbinlerce yazma esere sahip olduklarını, halen ülkemizden ve dünyanın her yerinden eserleri arayıp bularak, "Yazma Eserler Kütüphanelerine" kazandırmakla birlikte insanlığın istifadesine sundukları söyledi.

Kurum olarak, felsefeden tababete, astronomiden matematiğe kadar her alanda; Medine-Kahire-Şam-Bağdat-Buhara-Semerkant-Horasan-Konya-Bursa-İstanbul'da ve coğrafyamızın her köşesinde, insanlığın istifadesine sunulan ve inancımız emrince miras sayılan büyük hazineyi, bugüne ve gelecek nesillere emanet olarak sunmanın gayretindeler.

Yazma Eserler Başkanlığının merkezi İstanbul Süleymaniye'de olsa da kuruma bağlı kütüphanelerle bu hazine internette erişime açılmış. İlgilenecekler için https:portal.yek.gov.tr adresini duyuralım.

Kurum Başkanlığı tarafından geliştirilen, 24 kütüphaneye ait 252 koleksiyonda bulunan 600.000'e yakın yazma ve matbu eserin katalog bilgisini ve 400.000'e yakın eserin dijital görüntüsünü ihtiva eden Yazma Esere ulaşmak mümkünmüş.