Şehit Yüzbaşı Mehmet Tevfik'in edep yüklü mektubu

Şehit Yüzbaşı Mehmet Tevfik, 2 Haziran 1916 senesinde, Gelibolu'da İngilizlerin saldırısında yaralanmış ve şehit olmadan önce ailesine şu mektubu yazmış.

Önce mektubu okuyalım.

"Ovacık yakınlarındaki Ordugâhtan 18 Mayıs 1331 Pazartesi (1916)

Sevgili babacığım ve valideciğim:Sebeb-i hayatım, feyz-i refîkım:

Arıburnu'nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan hain bir İngiliz kurşunu geçti. Hamdolsun kurtuldum.

Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağıma ümidim olmadığından, bir hatıra olmak üzere, şu satırları yazıyorum.

Hamd ü senalar olsun Cenab-ı Hakk'a ki, beni bu rütbeye kadar ulaştırdı. Yine mukadderat-ı ilahiye olarak beni asker yaptı.

Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla, beni vatan ve millete hizmet etmek için nasıl yetiştirmek lâzımsa öylece yetiştirdiniz.

Sebeb-i feyz-i refîkım ve hayatım oldunuz. Hakk Teâlâ Hazretleri'ne nihayetsiz hamd ve sizlere sonsuz teşekkürler ederim.

Şimdiye kadar milletin bana verdiği parayı bugün hak etmek zamanıdır. Vatanıma olan mukaddes vazifemi yerine getirmeye çalışıyorum.

Şehîdlik rütbesine kavuşursam, Allah'ın en sevgili kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğumdan, bu her zaman benim için pek yakındır.

Sevgili babacığım ve valideciğim! Gözbebeğim olan hanımım Münevver'i ve oğlum Nezihciğimi önce Cenab-ı Hakk'ın sonra sizin himâyenize bırakıyorum.

Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapmaya çalışınız. Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla bir şeyi isteyemem. İstersem de boşunadır.

Refîkama (hanımıma) hitaben yazdığım kapalı mektubu lütfen kendi eline veriniz! Tabiî ağlayıp üzülecek; teselli ediniz.

Allah Teâlâ'nın takdiri böyle imiş. İsteklerim ve borçlarım hakkında refîkamın mektubuna koyduğum deftere ehemmiyet veriniz!

Münevver'in hafızasında veyahut kendi defterinde kayıtlı borçlar da doğrudur