Vakıf ve insan

Millet olarak vakıf medeniyetinin belki de dünyadaki tek temsilcisiyiz. Bu bir iddia değil, hakikattir.

Sınırlarımız içerisinde ve gönül coğrafyamızda; mazlum, muhtaç ve ihtiyaç sahibi insanlara hizmetle birlikte, esas yine topraklarımızda ve gönül coğrafyalarımızdaki tarihi vakıf eserlerinin ihyası noktasında yapılanlara baktığımızda; bir iddia değil, bir inancın gereği olduğu aşikârdır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü bu minvalde, yurtiçinde ve dışında vakıf medeniyetinin temsilcisi olarak önemli icraatlar yapmakta ve hizmetlerine devam etmektedir.

Vatanımızın ve tarihimizin tapusu olan vakıf eserlerinin, seksen yıllık ihmalin ardından, son yirmi yıldır nasıl ihya edildiğinden bahsetmek de gerekir ama Ramazan içerisinde olmamız hasebiyle, "insan ve vakıf" çerçevesindeki faaliyetlerinin bir kısmını paylaşmak istiyorum.

Şunu sıkça vurgulamamız gerekiyor. Bizim topraklarımız vakıf topraklarıdır. Vakfın yükü çok ağırdır, -inananlar için söylüyorum- ahirette tozu bile sorulacaktır.

Ayrıca vakıf demek, tartışmasız "emanet" demektir. Emanetin ehline teslim edilmesi de emanet kavramıyla eş değerdir.

Bu manada mevcut Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu yerinde bir isimdir.

Mevzumuza dönelim. Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul başta olmak üzere, diğer bölge müdürlükleri vasıtasıyla bu sene 81 ilimizde herkese açık iftar sofraları kurarak; paylaşmanın ve dayanışmanın huzurunu tattırıyor. İşte sosyal devlet örneği!

Sıcak yemek mutfaklarında hazırlanan yiyecekler, bütün illerde belirlenen mekânlar ve alanlarda isteyen herkesin oturabileceği sofralardan oluşuyor.

Bütün ülke sathında bu sofralara ilave olarak bir de zaten yıl içerisinde çalışan imarethaneler var ki, onlar da hizmetlerine devam ediyor. Muhteşem bir iyilik örneği!

Memleketimizde durum böyleyken, "yurtdışı ile ilgili neler yapılıyor" diye akıldan geçebilir. Bu manada yine güzel bir çalışma var.

Ramazan ayına özel yurtdışı yardım kolileri çoktan yerli yerine ulaşmış. İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinde yaşayan ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere