Terör merkezli sosyal şeytanlardan korunma
İnsanlık tarihi aldanan ve aldatanlarla başlamış denilebilir. Her devrin sosyal şeytanları olmuştur, son 20 yılın sosyal şeytanları da sosyal medyada kümeleşmektedir.
Elbet sosyal medyayı tümden yok saymıyoruz, sayılmamalı da. İnsanlığa, iyiye, güzele, doğruya dair en güçlü hizmete, sosyal medya katkı sunabilir.
Lakin böyle olanların gücü, sosyal medyayı milli birliğimize karşı çeşitli isimler altında faaliyet gösteren örgütlü grupların karşısında zayıf kalmaktadır.
Tik-tok başta olmak üzere sosyal medyanın bu yöne sevk olunan alanları, toplumu fesada sürüklemektedir. Bunu görmemek için üç maymunu oynamak gerekir.
Sosyal medyada cahil avaraların, -gerçi avaranın cahil olmayanı yoktur- cirit attığı ve ciritlerini yediden yetmişe herkese bulaştırdıkları çirkinliklerle dolu olduğu ortadadır.
Şehirdeki siyaset kamuflajlı terörle dağdan gelen terör başta olmak üzere gayri insani vakalara bakıldığında görülecektir ki yayınlanan her türden materyal, örgütlü bir şekilde pompalanmaktadır.
Devletimizin ilgili kurumlarıyla birlikte milleti temsil etmek üzere TBMM'ye seçilen vekiller hiç mi bu hakikati görmüyorlardır
Tabii bunları söylüyoruz ama siyasetin muhalefet kanadı, terör hamisi kanadı da bu avaralardan beslenmekte, beslendiklerini siyaset diye topluma sunmaktalar.
İş yine devletimizin kurumlarıyla TBMM'de bulunan Ak Parti ve MHP'li vekillere düşmektedir. Haberlerdeki ve sosyal medyadaki şarlatanlara karşı yaptırımlar uygulanmalıdır.
Sosyal başıbozukların topluma zerk ettiği en büyük felaket; insanlara hayal kırıklığı, öfke ve pişmanlık tohumu ekmeleridir. Israrla gündemde tutulan haberlerolaylar ispatıdır.
Bu ülkede sosyologlar, psikologlar, insanı imara dair diğer meslek sahipleri, karşılık beklemeden ellerinden geleni yapamazlar mı
"Neden kimse üzerine sorumluluk almıyor ve hal çareleri üretmiyor" diye sormak mümkün ama her birimiz acayip bir bencillik sarmalında boğulmaktayız. Sanki başka Türkiye varmış gibi "Ben"den vazgeçemiyoruz.