Sosyal medya denilen emeksiz, bedelsiz ve sınırsız algı ve propaganda araçlarının varlığı ve seviyesi meydandadır.

Vakıayı reddetmenin anlamı yok ama yalnız sosyal medya üzerinden seçim kazanılacağına inanmak da ya akıl zayıflığı yahut otluktur.

Kimin nereden nasıl, hangi zihniyet ve hangi niyetle yazdığı belli olmayan; hedef kitlesi karmakarışık propagandaların, insanlar üzerinde etkili olacağına inanmak, aklı başında bir siyasetçinin işi olamaz.

Hiçbir akıl sahibi, nereden nasıl ve kimler tarafından hangi gaye ve çıkar ile yazıldığı belli olmayan mesajlara aldırış etmez.

Sosyal medya üzerinden; zihinlerini, ideolojilerini, düşüncelerini şekillendirecek insanlar elbet vardır ama bunların sayısı, akıl sahiplerinin yanında binde bir kalır.

Sosyal medya üzerinden yapılan propagandaların insanlar üzerindeki kalıcı tesirine rastlanılmamıştır. Saman alevi gibi ısıtmadan söner.

Yani şöyle bir insan düşünelim.

Bir kimsenin, herhangi bir dünyevi ve uhrevi görüşü yok. Hiçbir ideolojiye sahip değil. Sadece; midesi, bağırsakları ve WC arasında boru hattı. Yiyor ve boşaltıyor, hayatını da sosyal medya üzerinden yapılan yayınlarla yönetiyor.

Böyle bir insan olabileceği kabul edilebilir mi Eğer ot değil ve gerçekten yukarıdaki tarife uymuyorsa kabul edilemez.

İnsan için "Eşref-i Mahlûkat" denilir. Yani, "Kâinatın en şerefli varlığı. Gerçi birtakım arızalar, "mahlûkat" kelimesine takmışlar, dilini bilmediği için dininden mahrum kalması sebebiyle, kelimeyi "mal" olarak algılıyor ya. Geçelim.

Sosyal medya; "dedikodu-yalan-iftira-bühtan-kin-öfke" dolu bir gayya kuyusudur. Amentü sahipleri için söylüyorum, "Kul hakkının sınırsız ihlal edildiği ve helalleşme imkânının da asla mümkün olmadığı bir mecradır".

Bu nedenle; yüz yüze, göz göze söylenemeyecek hak ihlalleriyle dolu bir sürü laf; tanıdık, tanımadık, herkesin üzerine sel kürtünü gibi akan kirli bir yerdir.