Sefine-i Nuh ve Düzce (2)
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Rivayete göre 500 yıla yakın 22 milyon km2 Osmanlı coğrafyasından, son iki yüz yılda kayba uğraya uğraya, 780 bin km2'ye sığdığımız daracık vatan coğrafyamız, bütün bir dünya tarihinden daha zengindir.
Günümüzde ülkemizin en küçük mezrasından en büyük şehrine kadar hangi yöresine gidersek gidelim, bize mahsus hâlâ yazılmamış, anlatılmamış, gün yüzüne çıkarılmamış bir tarihimiz, kültürümüz, sanatımız, ekonomimiz olduğunu görebiliriz.
İşte bu illerden birisi de ilçeleriyle, köyleriyle, dağlarıyla, ovalarıyla, şelaleleriyle, mağaralarıyla, yaylalarıyla, gölleriyle ve tabii insanıyla Düzce'dir.
Düzce, tam bir Osmanlı bakiyesi şehirdir. Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız geniş coğrafyamızın hemen her bölgesinden göçlerin olduğu bir şehirdir.
Yani tam bir Sefine-i Nuh'un şehridir. Geçtiğimiz hafta birkaç gün Düzce'de dinlenmeli çalışmalar yaptık. Düzce'yi tanımak ve bilmek için müracaat edilecek makamlardan birisi de elbet "Şehr-i Emanet" olan Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü idi.
Nezaketi, beyefendiliği, babacanlığı ile tanıyanların veya tanımak isteyenlerin gönlünde her daim mühim bir yer edinen Başkan Özlü'den şehri dinledik ve gezip gördük.
Sohbetimizde üç dönemdir Düzce Milletvekili olan Ayşe Keşir hanımefendi de vardı. Hemen her hafta sonu Düzce'ye geldiğini ve insanlarımızla iç içe olduğunu, siyasetçinin salonlardan ziyade sahada olması gerektiğini, bunun için il ve civarında olduğunu söyledi.
Binali Bey'in Başbakanlığı döneminde, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yapan ve şimdi de Düzce Belediye Başkanı olan Dr. Faruk Özlü, transit gelip geçilen Düzce'yi görünür, yaşanılır, anlaşılır ve anlatılır hale getirerek, yıllardır yapılmayan hizmetleri yapmış ve yapmaya devam ediyor.
"İşimiz çok, yolumuz uzun, Düzce'ye seçim yatırımı yapmıyor, geçim yatırımı ve gelecek yatırımı yapıyoruz, bu yüzden de sınırlarımız içerisindeki mezralardan köylere ve ilçelere kadar insanımıza dokunmaya ve yanlarında olmaya çalışıyoruz" diyerek, Düzce'nin değişen çehresini anlattı.
*