Sefine-i Nuh ve Düzce (1)
HÜSEYİN ÖZTÜRK
İnsanlık tarihinin ilk "İnsan Hakları Beyannamesi", Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in "Veda Hutbesi" olarak kabul edilir.
Veda Hutbesinin tarihi, miladi olarak Şubat yahut Mart 632 yılıdır. Tarihteki ikinci "İnsan Hakları Beyannamesi" ise BM tarafından 1948 yılında yayınlanan beyannamedir.
Esasında "birinci" ve "ikinci" tabiri pek hoş değil ama meramımızı anlatmak için demek durumunda kaldık. Yoksa BM'nin insan haklarından ne anladığı meydandadır.
Gazze başta olmak üzere Myanmar'dan Doğu Türkistan'a kadar dünyanın her yerinde insani zulme karşı halleri ortadadır.
Veda Hutbesi insanlığı imar ederken, BM'nin insan hakları beyannamesi, mazlum coğrafyalarda, daha çok da İslam coğrafyalarında insanlığın katledilmesine göz yummaktadır.
*
Dünyada insan hakları denilince akla gelecek tek isim, Cihan Devleti Osmanlı'dır. Kuruluşundan itibaren bütün dünyaya insanlık nedir öğretmiş bir devlettir.
Burada şu ayrıntıyı da derç etmeli:
Bir kısım çiğ karakterli kimseler; "Veda Hutbesi ile bugünün veya Osmanlı'nın ne ilgisi var" diyerek çiğliklerini zerk ederek zihinleri kirletebilirler.
14 asırdan bu yana Veda Hutbesi, sadece Müslümanları değil, "insan olmak ve kalmak kaydıyla"; vicdan, iz'an, akıl, mantık sahibi her insanı muhatap alır.
Örneğin Veda Hutbesinde "Ey İnsanlar" diye hitap edilen şu iki kısmı kaydedelim:
-"Ey İnsanlar! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka müdahale, başkasına helal değildir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermişse bu müstesnadır".
-"Ey insanlar! Rabbiniz birdir ve atanız da birdir. Hepiniz Âdem'in soyundan geliyorsunuz ve Âdem de topraktan yaratılmıştır. Allah katında en saygın ve değerliniz, O'na karşı sorumluluğunu en iyi bilen, takva sahibi olanınızdır".
-"Arap'ın, Arap olmayan üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Beyaz tenli olanın siyaha bir üstünlüğü yoktur, siyahî olanın da beyaz tenli olana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takva iledir".