'Sakarya Türküsü' bile yeter aslında

'Sakarya Türküsü' bile yeter aslında

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Başlıktan ve iki mısraını aldığımız şiirinden de anlaşılacağı gibi mevzuumuz; Müslüman ve insan kalma mayamızı yoğuran, davası; vatanımız, devletimiz, milletimiz, bayrağımız dilimiz, dinimiz olan Üstat Necip Fazıl.

Malum dün "25 Mayıs 1983" vefatının 42. senesiydi. Arzu edenlerle birer Fatiha Şerif okuyalım. Bugün de doğumunun 121. yıl dönümü "26 Mayıs 1904"

Hakk'ın ve hakikatin sesi olarak nice nesilleri, insanlık ve İslam dışı tüm cereyanlardan korudu, kolladı.

Bin yıllık İslam yurdunu; İslam'dan uzaklaştırmak, reddetmek ve reddettirmek isteyenlere karşı, nasıl İstiklal Mücadelesiyle sahip çıkılmışsa; vatan tapumuzun tüm dengelerini, batıllara ve Batılılara peşkeş çekecek zihniyetlere karşı durulmuşsa, Üstat Necip Fazıl da, dilde ve dinde başka bir İstiklal Mücadelesi vermiştir.

Bütün eserleriyle davasına hizmet etmiş ve bugün devlet yönetiminin başında bulunan Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve onu aynı inançla yürekten destekleyen milyonlarca sessiz çoğunluğun sesi olan dava insanları yetiştirmiştir.

Üstadın, "Müslüman olma ve kalma hamurunu" yoğurduğu eserleri olmasa bile sadece "Sakarya Türküsü" yeterdi.

Onun amentüsünde dünya iki oluktan ibaretti. Birinden kir, diğerinden nur akmaktaydı. Birisi, Ebu Cehillerin, diğeri Peygamberlerin oluğu idi!

Hak ile Batılın mücadelesi elbet kıyamete dek akacak. Bugün de akmaya devam ediyor ama burada bir noktanın altını çizmekte fayda vardır.

Günümüze baktığımızda oluklar birbirlerine öyle yakın akıyorlar ki, birbirlerine karışıyor ve nur olukları sürekli kirleniyor.

Kirli oluklar, nur akan oluklara karışıyor, nur oluğunda olduğunu zannedenler de ne yazık ki ve çok maalesef ki, hâlâ temiz kaldıklarını sanıyorlar.