Refah şımartıyor
Hüseyin Öztürk
Dünkü yazıda kısmen teknolojinin tehlikeli kullanımına değinmiştik laf uzadı. "Refah şımartıyor" kısmına yer kalmamıştı.
Ünlü sözümüzü hepimiz biliriz. "Nasıl kazanırsanız öyle harcarsınız" denilir. "Nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz" diye de ilave edilir.
Kimsenin nasıl kazandığı nasıl harcadığı kimseyi alakadar etmez ama eğer mesele kamunun hakkını gasp ise hukuk başta olmak üzere herkesi ilgilendirir.
Peki, "refah şımartıyor" derken neyi kastediyoruz
Türkiye artık eski Türkiye değil. Son 20 yıldaki büyümesi ve gelişmesi, yüz yılda ancak mümkün olabilecek bir gelişme ve büyümedir.
Varlıktan, zenginlikten ve tokluktan bunalan muhalefetin, memleketin kötüye gidiş yaygaraları, "Daha yok mu" hırs ve tamahları sebebiyledir.
Ve bu yaygaracıların büyük yekûnu kökten zenginlerdir. Hiç fakirlik görmemiş, kıtlık dönemlerinin zenginleridir.
Son yirmi yılda Ak Parti iktidarları, ülkemizin kaynaklarını malum çevrelerin tekelinden kurtarıp, milletimizle bölüşmeye başlayınca haliyle zenginlik rotaları bozulmuştur.
Sanayiden tarıma, yer altı ve üstü zenginlik kaynaklarının işletilmesi, çıkarılması ve pazarlanmasının yanı sıra bütün ticari hayattan medyaya kadar dengeler değişince, ülkemizin varlık kaynakları, diğer iş insanları ve firmalarınca da işletilmeye başladı.
Dolayısıyla bugün memleketimizin hangi ilçe ve iline giderseniz gidin, sanayi başta olmak üzere sağlıktan tarım ve hayvancılığa kadar pek çok gelişmeyi görebilirsiniz.
Tabii bu büyümenin eksileri de yok değil. Tamları görüp eksileri söylememek olmaz.
Evet, ülke genelinde ciddi bir refah düzeyi yükselmesi var ama ciddi manada da inanç ve değer yargılarımızda kayıplar var. Bu hakikati inkâr edemeyiz, yok sayamayız.
Bayram vesilesiyle gördük. Yollar, tatil beldeleri, şehirler tıklım tıklım insan ve araç doluydu. Türk Hava Yolları son yılların rekorunu kırdı.