Numan Kurtulmuş

Numan Kurtulmuş

Hüseyin Öztürk

Türkiye olarak zor ve meşakkatli bir dönemden geçiyoruz. Siyasetteki ihanet şebekelerinin yanı sıra bir de çevremizde savaş var.

Şükredelim ki, devletimizin yönetiminde idrak sahibi güçlü bir Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve TBMM Başkanımız var.

"Yiğidin başı dumanlı olur" denilir. Millet olarak tarih sahnesine çıktığımız günden bu yana başımızdan duman eksik olmamıştır.

Haçlı Batı, ezeli düşmanlığından zerre taviz vermeden son yüzyıldır içten ve dıştan sürekli milli birliğimize kastetmektedir.

Midesine, cüzdanına ve bağırsaklarına tapınmayan ve kimliğinde, kişiliğinde; vatanımıza, bayrağımıza, milletimize, tarihimize, dinimize zerre kırıntı hisseden ve bu hissini muhafaza edebilen her insan, nihayet son yirmi yılda adam gibi devlet, adam gibi millet olduğumuzu kabul edebilir. Sözümüz kabul edenleredir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın, millet ve devlet idaresinin "irade" teşekkülünü bütün bir dünyaya göstermesiyle ateş çemberi içerisinde güvenliğimiz had safhadadır.

Rabbim korusun ya diğerleri olsaydı, halimiz nice olurdu. Kimler olduğunu kayda gerek var mı İsim vererek şeytanlarını azdırmayalım.

Milli iradenin temsil edildiği ana kütleden birisi de TBMM'dir. Ne TBMM Başkanları gördük. O günlere dönmek istemem ama şu kadarını demeliyim.

Özellikle koalisyonlu yıllar ile 28 Şubat döneminde TBMM'ye yabancı büyükelçiler, yabancı misyon şefleri, yerli yabancı Mason kuruluşları öyle müdahale ederlerdi ki

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan'ın direksiyona tam olarak geçtiği günden bu yana yine böyle denemeler olmuştur fakat hepsi tersine bakarak tereslenmiştir.

Önceki gün 2627 dönem TBMM Başkanımız İsmail Kahraman ile birlikteydik, kendi dönemine dair hatıralar dinledik. O günlerden bir hatıra:

"Kimler geldi kimler geçti. Ellerindeki dosyaları bile açamadan, tarih derslerini alarak giderlerdi. Sonra baktılar olmuyor bir daha gelmediler".

Şimdiki Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş