Muhalefetin siyaseti çirkinleştirme şiddeti
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Türkiye'nin çok partili sisteme geçtikten sonra CHP'nin siyaseti çirkinleştirmek ve şiddete başvurmaktan öte yaptığı herhangi bir faaliyetine rastlamak imkânsızdır.
Barış kavramını şiddet olarak değerlendiren garip bir siyaset izlemekteler. Kendilerinden başka hiç kimseye ve hiçbir partiye hayat hakkı tanımayan bir siyaset takip etmekteler.
Siyaset; çirkinlikten, şiddetten, yalandan, dolandan, yolsuzluktan, hırsızlıktan, rüşvetten, irtikâptan, iftiradan, bühtandan ve bilumum gayri insani tüm kötülüklere uzak, insana ve insanlığa dair bir sistemdir.
Siyaseti ancak bu halleri reddeden insanlar yaparlar ve yapmalıdırlar. Siyaset; içinde bulunduğu toplumun tarihini, dini, milli değer yargılarını öteleyen, hatta yok sayan, yok saymakla kalmayıp, karşı durarak yapılacak iş değildir.
Siyasetin dili kucaklayıcı olmak zorundadır. CHP siyasetinin dili kucaklamaktan öte ayrışmalara sebep olmaktadır. Bunun adı muhalefet değil, dil şiddeti, el şiddetidir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere hükümete ve yargıya karşı dil şiddetiyle, devletin güvenlik görevlilerine ise hem dil hem el şiddeti saldırmak anarşizmdir.
CHP adlı örgütün başındaki Ö.Ö adlı şahıs, artık dilini kontrol edemez hale gelmiştir. Kendi partisi içinde olup bitenleri temizlemek ve her türlü ayak oyunlarına karşı durmak yerine, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı mesul tutması; akıl, iz'an ve vicdanla izah edilemez.
•
Malum İBB ve diğer CHP'li belediyelerdeki tüm yolsuzlukların şikâyeti ve itirafları kendi adamları tarafından yapılmadı mı
Kongre meselesi de öyle değil mi Kendi içlerinde döndürdükleri oyunlar kendi ayaklarına dolaşınca, haliyle yargı da meseleye el koymuştur.
Adalete intikal etmiş bütün hadiselerin ihbarcısı kendi adamları iken bunu kalkıp da iktidarla, yargıyla yahut Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmek nasıl bir kafanın ürünüdür
Bunun adı ne siyasettir ne muhalefettir. Bunun adı düpedüz siyaset kavramını, siyasetin anlam ve manasını çöpe atmak, kendi çıkarlarının peşinde koşmak demektir.