Milli Sinema Günleri

Milli Sinema Günleri

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Sinemanın millisi olur mu Olur! Milli olmayan sinema dili ve filmleriyle nice nesiller inançlarından, örflerinden, adetlerinden, ailelerinden kopartıldı.

Hele ki, dine sinemanın vurduğu darbeyi, hiçbir darbe vurmadı. Ezandan başlayarak cami, din görevlileri ve Müslümanlar öyle ötelendi ve öyle kötülüklerle gösterildiler ki, bugün dâhi din ile alay edilen hangi mevzu varsa sebebi sinemadır.

İşte bu hakikatin karşısında Ali Osman Emirosmanoğlu ve rahmetli Yücel Çakmaklı, hikâyeleri tamamen ahlaktan yoksun olan filmlere karşı 1970 yılında alternatif olarak "milli sinema" akımını başlattılar.

Ardından 1975'lerden itibaren Milli Türk Talebe Birliği Sinema Kulübü adı altında dokuz arkadaş milli sinemaya el attılar.

Salih Diriklik, Ömer Lütfi Tekinkaya, Mehmet Kılıç ve Mesut Uçakan ile birlikte dokuz kişi, Yeşilçam'a; "Biz de varız ve bu ülkenin gerçeklerini sinemaya aktaracağız" diye giriş yaptılar.

Bu ekibin içerisinde zamanın şartlarına göre Mesut Uçakan en uzun soluklusu oldu. Halen sinema adına çırpınıp durmaktadır.

Mevzuu uzun, yazının başlığına dönelim.

Günümüzde milli sinemanın çok yetenekli temsilcileri var. Sinema ve televizyonculuk adına hem okullu hem alaylı yerli ve milli düşünce insanımız bir hayli yetişti.

Bu güzide insanları bir araya toplayan bir de dernek mevcut. "Uluslararası Sinema Derneği". Derneğin başkanı ise Yönetmen ve Senarist Nazif Tunç!

Dernek, Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün katkılarıyla bu yıl, "3. Milli Sinema Günlerini" İstanbul'da düzenliyor.

İstanbul'da üç farklı kültür mekânında yapılacak olan sinema günleri, 22-23 Kasım 2025 tarihlerinde; Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Yerleşkesi ve Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi-Esenler'de gerçekleştirilen açık oturumlar ve ücretsiz film gösterimleriyle gerçekleşecek.

Açık oturumları ve filmleri izlemek isteyenler için bilgileri paylaşalım. Zatım da milli sinemanın ikinci kuşağındandır.

Mesut Uçakan'ın tavsiyesi ve rahmetli Mustafa Karahasanoğlu ağabeyin arzusu üzerine yazarlığa 32 yıl önce sinema eleştirileriyle başlamıştım.

Dolayısıyla milli sinema hususu elzem bir meseledir. Yıllarca milletimiz sinema ile zehirlenmiştir. Şimdi de yine sinema ve dizilerle zehirlenmektedir.