Maziden Atiye Diyarbakır (2)

Maziden Atiye Diyarbakır (2)

HÜSEYİN ÖZTÜRK

İslam coğrafyasında; Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'dan sonra en çok şehit sahabe kabrinin bulunduğu şehir Diyarbakır'dır.

Diyarbakır tarih ve medeniyet bakımından öyle zengin bir bölge ki, kimler neye nasıl inanıyorsa onu ön plana çıkarıyor.

Müslüman olmamız hasebiyle biz de elbet dinimizi ve değerlerimizi öne çekerek yazıyor ve konuşuyoruz. 639 yılından bu yana 1386 yıldır şehrin hakikati bu gerçek.

Yaklaşık 13 medeniyete ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Doğrudur. Hz. Ömer (r.a.) devrinde Halid Bin Velid ve oğlu Süleyman bin Velid'in fethiyle Diyarbakır, Ulu Camii münasebetiyle beşinci "Haremi Şerif" olarak kabul edilir.

Sadece bu kadar değil, Diyarbakır'a 35 km uzaklıktaki "Eğil" ilçesinde "Elyasa Peygamber" ile "Zülküfl Peygamberin" kabirleri şahit olarak yetmektedir.

Hiçbir tarih inkâr edilerek, yok sayılarak gelecek tasavvur edilemez. Bu manada elbet İslam öncesi tarihi de bilmeli ve kabullenmeli.

…………

Diyarbakır, (M.Ö 30-MS 395) Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırında önemli bir askeri ve ticari merkez haline gelir.

Şehrin stratejik konumu, onu Pers İmparatorluğu'na karşı bir savunma hattı yapar. Bu dönemde, şehirde önemli altyapı çalışmaları gerçekleştirilerek surlar güçlendirilir.

Diyarbakır Surlarının bugünkü halinin temelleri, bu dönemde atılır. Ayrıca, Zerzevan Kalesi gibi Roma dönemine ait önemli yapılar da bu dönemde inşa edilir.

Şehir, Roma İmparatorluğu'nun doğu eyaletlerinden Mezopotamya'ya açılan önemli bir kapı konumundadır ve bu dönemde ticari ve kültürel olarak da gelişir.

Asırların Diyarbakır'ı da bugünün Diyarbakır'ı da "Suriçi" demektir. İstanbul gibi. O asırlarda da bu asırda da İstanbul "Suriçi" demektir. Şehrin tüm tarihi dokusu buradadır.