M. Zahid Kevseri

M. Zahid Kevseri

Hüseyin Öztürk

Geçtiğimiz hafta Düzce'den ve demografik yapıdan söz etmiştik. Mazlumların coğrafyası ülkemize göçler, sadece zulümden kurtulup; barınma-beslenme-çalışma gayeli değildir.

Bu göçlerle birlikte esas âlimlerimiz de ilimleriyle hicret etmişlerdir. Bu manada Düzce bir âlimler şehridir.

"İslam ilimlerinin hafızı" unvanlı Düzceli âlim M. Zahid Kevseri ve babası Hasan Hilmi Efendi de nice âlimlerden ikisidir.

Mehmed Zahid Kevseri, 16 Eylül 1879 tarihinde Düzce'nin "Hacıhasan", şimdiki adı "Çalıcuma" köyünde dünyaya gelir.

Babası Kafkasya ilim erbaplarından Hasan Hilmi Efendi, 1863'te Rus işgali üzerine ailesiyle Kafkasya'dan Düzce'ye hicret ederek kendi adını taşıyan köye yerleşir.

Hasan Hilmi Efendi, Düzce'de müderrislik yaparken İstanbul'a gelerek 1870 yılında Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hz.lerine intisap eder.

Hasan Hilmi Efendinin hayatı başlı başına bir yazı mevzuudur. Biz şimdi, M. Zahid Kevseri Hz.leri hakkında kısa bir bilgi verelim.

M. Zahid Kevseri, temel İslami bilgileri babasından aldıktan sonra Düzce'de Rüşdiye mektebinde Müftü Üsküplü Hüseyin Vecih Efendi gibi hocalardan eğitimini tamamlar.

1893'te İstanbul'a gelerek "Kazasker Hasan Efendi Dârülhadis Medresesi'nde" öğrenimine devam ederken, amcası Musa Kazım Kevseri'den Arap dili ve edebiyatı okur ve Fâtih Camii'nde de çeşitli hocaların derslerine katılır.

İstanbul'da on yıl süren medrese tahsilini 1904'te tamamlayarak, 1906'da "Dersiâm" (profesör) unvanını elde ederek, Fâtih Camii'nde müderrislik yapmaya başlar.

1913'te İstanbul müderrisliği imtihanını kazanır lakin İttihatçılar tarafından tayini engellenince, Kastamonu'da yeni açılan medresenin kuruluşu ile görevlendirilir.

Burada üç yıl kaldıktan sonra Süleymaniye'de "Medresetü'l-mütehassısîn müderrisliğine" getirilir ve Süleymaniye Medresesi temsilcisi sıfatıyla, "Meclis-i Vekâlet-i Ders'e" üye seçilir. 15 Ağustos 1919 tarihinde şeyhülislâm vekilliği makamı olan ders vekâleti görevine tayin edilir.