Siyasetin en büyük problemi, kifayetsiz ve muhteris bir zihniyete sahip olmasıdır.

Kifayetsizliğin ve muhterisliğin başlıca görünen hali; üzerinde yaşadıkları topraklara ve içinde yaşadıkları topluma aidiyetsizlikleri ve kabullenememeleridir.

Mesela bu topraklarda ve üzerinde yaşayan milletimizle kardeş olabilmek, birlik ve beraberlik içerisinde yaşayabilmek için öncelikle o milletin dini-milli değer yargılarına karşı husumet beslenmemesi gerekir.

Muhalefetin iri gibi duranlarına bakıldığında, devletimize ve milletimize karşı bir aidiyet ve kabul görüntüsü vermemektedirler.

Siyaset şemsiyesi altında yanlarında tutmaya çalıştıkları çelimsiz ve küçükleri de arkalarına ekleyerek sürekli ayrıştırma, kavga, kargaşa çıkarma peşindedirler.

Haçlıların iki yüz yıldır ektikleri ve hâlâ da ekmeye çalıştıkları fitne tohumu saçmalarından öte bir şey yaptıkları da görülmemektedir.

Malum fitne ekicilerin en büyük yayıcısı, sahiplenicisi, tellalı, her ortamda beslenebilen çeşitli medya türlerindeki kargaları da unutmamalı. Geçelim.

Ehli insaf, ehli vicdan, ehli vatan ve ehli iman millet olarak gece-gündüz yatıp kalkıp dua etmeliyiz ki, dışarıdan ve içeriden devamlı bir taarruzla yapılan ihanetlere karşı dirençli bir devletimiz, devlet başkanımız ve hükümetimiz vardır.

Muhalefeti meslek edinen çevrelerin göremediği gerçeği iktidar ve Cumhur İttifakı gördüğü için devlet, millet bütünlüğümüz sağlanabilmektedir.

Toplum olarak uzun tarih itibariyle 5000, yakın tarih itibariyle 2000 yıllık bir geçmişe sahip milli kültürümüzün neticesinde yer kürede devlet kurma tecrübesine sahip nadir milletlerdenizdir.

Çok geçmişe gitmeden bugün geldiğimiz noktada ve özellikle son yirmi yılda, millet-devlet bütünlüğümüze baktığımızda, geçmişten gelen medeniyet kodlarımızın yeniden neşvünema bulduğunu görmekteyiz.

İşte kifayetsiz ve muhteris siyaset ile malum medyanın tahammülsüzlüklerindeki ortak kinleri ve öfkeleri bu yüzdendir.

Oysa iki yüz yıldır Batının cenderesinden kurtulmak ve bağımsızlığımızı, istiklalimizi kazanabilmek için çok büyük bedeller ödedik.