Warning: getimagesize(https://www.koseyazarioku.com/images/resim_yazar/26/huseyin-ozturkjpg.webp): failed to open stream: HTTP request failed! HTTP/1.0 404 Not Found in /home/koseyazarioku.com/public_html/yazi.php on line 105

Notice: Trying to access array offset on value of type bool in /home/koseyazarioku.com/public_html/yazi.php on line 107

Kapitalizm Bir Esaret Terörüdür

Devletimiz terörle mücadele ettiği gibi esas kapitalizmin önlenemez fahiş fiyatlarıyla da mücadele etmelidir.

Tabi bu mücadele tek başına devletimizin sırtına yüklenmemeli, toplum olarak; vicdanlarımızı kanatan, cüzdanlarımı boşaltan fahiş fiyat terörüne karşı ciddi önlemler almak durumundayız.

Yaz mevsimin tam ortasındayız. Tarlalardan-bağlardan-bahçelerden meyveler sebzeler adeta fışkırmakta ve bir meyve, sebze tahıl ülkesi olan memleketimizde ne yazık ki, yiyeceklerimiz-içeceklerimiz fahiş fiyat terörüne kurban gitmektedir.

Ticarette ahlak maalesef yerlerde sürünmekte! Bu yüzden insani hiçbir dini-milli değer kalmadığı gibi insanı insan eden ölçüler de hızla yer ile yeksan olmakta!

Hırs-tamah-açgözlülük, insanı insanlıktan çıkaran ve gözü dönmüş hale getiren büyük düşmandır ve bu düşmanın yenilmesi, mağlup edilmesi kolay değildir.

Fahişçi zorbalar da bu hastalıkları sebebiyle gözleri paradan başka bir şey görmediği için insanlara "insan" diye değil, "yolunacak kaz" gibi bakmaktadırlar.

Hatta kendi yakınlarına bile. Son yıllarda parçalanmış, dağılmış aileler başta olmak üzere ticari ortaklıklara bakıldığında bu fotoğraf rahatça görülebilir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Ticaret Bakanımız Ömer Bolat ile devletimizin ilgili kurumları büyük ahlaksızlığın seller gibi aktığını görmekte ve önlemeye çalışmaktalar lakin ahlaksızlık ve arsızlık öyle ayyuka çıkmış vaziyette ki, anlaşılan pek bir faydası olmamaktadır.

Bu hal sadece bize mahsus bir durum değil, pek çok ülke aynı. Kapitalizmin esareti, insanlığı satın almış ve istediği gibi terörünü sürdürmektedir.

Dünyaya hükmetme taarruzunu aralıksız yarıştıran küresel kapitalist sistem, insanları haysiyetten, şereften, ahlaktan yoksun bırakmış; hırs, tamah ve açgözlü kadavralar haline getirmiştir.

"Şikâyet belli, herkes görüyor, konuşuyor ama değişen bir şey yok. Çözümü nedir, nasıl bir çare bulunabilir, bunu bilmek ve tespit etmek lazım" denilebilir ve doğrudur.

Devletimiz hukuki yaptırımlar uyguluyor, çareler üretiyor ve gerekeni yerine getiriyor ama esas iş burada toplum olarak fert fert hepimize düşmektedir: