İnsan para ile imar edilmez
Haksız ve haram kazanılan para, kişiyi bencil eder ve mala köle eder. Servetinin kölesi olmuş kimselerin özgürlükleri yok demektir; korku-endişe-kaygı ile yaşarlar.
Kolay ve hazır parayı harcamak çok zevklidir ve hiçbir sorumluluk gerektirmez. "Vur patlasın çal oynasın" sözü tam bu iş içindir.
Para ile insan imar edilmez, insan; insani erdemlerle imar edilir. Devlet olarak uzun vadeli yatırımlara biraz ara vererek insan imarına yatırım yapmalıyız.
Esasında devletlilerimiz de böyle olduğunu bilirler. Zinhar akıl dağıtıyor değilim. Çünkü devletlilerimiz akıl verilmesinden, yol gösterilmesinden pek hoşlanmazlar bilirim.
Bu noktada Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hariç tutmalıyız. Cumhurbaşkanımızın devlet adamı oluş sebebi, yediden yetmişe herkesi dinlemeyi bilmesi ve istişare etmesidir.
Haksız kazançlar veya hak edilmemiş hak edişler, sahibini ve sahibinden faydalananları bencillik denizinin ulaşılmaz derinliklerinde yüzdürür.
Oralarda yüzdüklerini zannedenler; kendilerini, ailelerini, çevrelerini ve elindekileri kaybetmeye başladığında gerçeği görürler ama iş işten geçmiş olur.
Makam-mevki-statü-para-konfor-imtiyaz bencilliği, zulme doğru giden yolların en kayganı ve dönüşü olmayanıdır.
Zira bencillik, gerçekte insanın hiçbir değer ölçüsü olmadan istediği gibi yaşamasının yanı sıra, çevresini ve başkalarını da bencilliğinin emrinde yaşamaya zorlamasıdır.
Doğal olarak bütün zulümleri-faşizmi-terörü-saldırganlığı-hırsızlığı-arsızlığı-namussuzluğu besleyen şey işte durdurulamaz bu kibirdir.
Toplum olarak öyle bir noktaya geldik ki, ahlaktan söz etmek, şahsiyetten söz etmek ve insani erdemleri taşımanın gerekliliği üzerinde durmak artık ayıp sayılır oldu.
Hem öyle bir ayıp sayılmakta ki, modern dünya ölçüleri içerisinde böyle şeylerden söz edince; "Hangi devirde yaşıyorsun" sorusu yüzlere çarpılır oldu.
İşte meydanda hangi devirde yaşadığımız. Tam yeri gelmişken buraya Sadettin Ökten hocamın bir ifadesini yerleştirmeliyim. Şöyle diyor: