İki depremin arasında değişen Türkiye
Hüseyin Öztürk
Söze dua ile başlayalım. Rabbim devletimize ve milletimize düşman olan mel'unlaşmış nefis sahiplerinden ve her türlü afetten korusun, Âmin!
Önceki gün, 17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen büyük depremin 26. yılıydı. Marmara depreminden 24 yıl sonra da 6 Şubat 2023 senesinde, ülkemizin doğu vilayetlerinde etkileri olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerle sarsılmıştık.
18 ilimizin ilçe ve köyleriyle birlikte depremin bilançosu, 1939 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerini geride bırakmış ve yüzyılın afeti olarak, maddi-manevi büyük kayıplar meydana gelmişti.
Şöyle biraz geçmişe gidelim. 1900 yılından bugüne can kaybı ve hasara sebep olan 269 deprem yaşanmış. Bu depremleri geçmişten bugüne doğru sıralarsak, en büyük can kaybı ve hasar, 6 Şubat 2023 depremindedir ve can kaybı 50.783 tür.
İkinci büyük kayıp ise 33 bin civarında, 1939 Erzincan depremidir. 1999 Marmara depreminde ise can kaybı 17.479'dur.
•
Şimdi gelelim depremler karşısında değişen ve adam gibi yönetilen Türkiye'ye.
1939 ve 1999 depreminde devletimizi milletimizin yanında görmek mümkün olmamıştır. Hele 17 Ağustos deprem sonrası, vatandaşlarımız tarafından yapılmak istenen yardımların, bizzat devlet görevlileri tarafından siyasi ve ideolojik saplantılarla engellenmesi, kıyamette bile affı mümkün olmayan hadiselerdendir.
Bir de depremzedeler için yurtdışından gönderilen paraların devlet memurlarına maaş olarak ödenmesi de yine affı ve izahı asla kabul edilir değildir ve deprem kadar yıkıcıdır.
Bu sebeplerle, 17 Ağustos 1999 depremi, milletimizin hafızasına kazınmış en kara günlerden birisidir.
Devletin elinin vatandaşa ne kadar geç uzandığını, sistemin çarklarının nasıl ağır döndüğünü, milletimizin çaresizliğini aklı erenler gördü. O günlerde insanımız kendi yarasını kendi sarmaya çalışmış, komşusunun yükünü komşusu omuzlamıştı.