Herkes Cennet Gibi Hayatım Olsun İstiyor

Sadece biz mi garip bir millet olduk, yoksa bütün dünya insanlığı mı böyle bilemedim. Hepimiz Cenneti istiyoruz ama Cehennemlik olmak için yaşıyoruz.

Bu nasıl Cenneti istemektir o vakit Demek ki, önce Cennetin ne olduğundan ve nasıl gidildiğinden haberdar değiliz.

Tabi bir de "Cennet" gibi hayatımız olması için neler yapmamız ve nasıl bir hayat yaşamamız gerektiğini ise bilmiyoruz.

Tek isteğimiz:

"Nasıl kazanırsak kazanalım, nasıl yaşarsak yaşayalım, hesapsız kitapsız bir hayatımız olsun ama Cennet gibi olsun".

Hal böyle olunca herkesin kafasında "imkânsız bir Cennet" tasavvuru oluşmaktadır. Günümüzdeki insan ilişkileri öyle gösteriyor ki, İslam'ın tarif ettiği Cennet ile bizim istediğimiz Cennet arasında hiçbir benzerlik yok.

Gerçek Cennetin istediği insan ile günümüzdeki bizler arasında dağlar kadar fark mevcut. Yani bugünkü hayatımızın, hadi büyük kısmı diyelim Cennet'e girmeye yetmiyor.

"Nereden çıktı şimdi böyle bir yaklaşım" sorusu sorulmadan kendime sormuş olayım.

Sokağa çıkabilen her insan gibi zatım da şehir içinde ve dışında çeşitli mekânlarda yine her cins insanla karşılaşıyor ve özellikle izlemeye ve dinlemeye çalışıyorum.

Pek çoğunun zihniyeti, kolay ve bol para kazanmanın işgalinde! Nasıl bol ve kolay para kazanabilir ve istediğim gibi nerede nasıl harcayabilirim hedefine kilitlenmiş vaziyette.

Bir başka ciddi ve tedavisi imkânsızlaşan hastalık da özellikle ticarette ve siyasette, insana "yolunacak kaz" gözüyle bakılıp, tilkiliklerinin kulu ve kölesi haline gelmiş olmak.

Ticaret dedik ama belli bir kesimi kastediyor değiliz, günlük hayatın hemen her safhasında böyle örnekleri sadece zatım değil, sizler de görmektesiniz.

Alışverişlerde neyi nasıl daha yüksek fiyata satabilirim diye gözlerin "felfecri" okuduğuna şahitlik etmekteyiz.

Şimdi bir de "felfecri" veya "felfecir" yahut "ferfecir" olarak dillendiren kelimeyle ne denilmek isteniyor onu açık edelim.