Geleceği pekiştirmek için geçmişi bilmek
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Geçmişini bilmeyenlerin, öğrenmeyenlerin, araştırmayanların geleceğini, tuzu kuru kesimler, kendi çıkar ve menfaatlerine göre kurgularlar.
Türkiye olarak bu devirleri çok yaşadık. Özellikle CHP'nin tek parti ve darbeler döneminde, devletimizin de milletimizin de hafızası silinmek istenmiştir.
Çünkü bir devletin ve milletin hafızasını yok edildiğinde, o milletin ve devletin bağımsızlığı tehlikeye düşer.
Son 24 yılda bu tehlikeye karşı mücadele eden ve millet-devlet bütünleşmesini sağlayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile birlikte milletimizin başına örülmek istenen çoraplara şahidiz.
Parti kapatmadan, darbe ve kalkışmalara kadar her yol denenmekte. Halen de Haçlı Batı'dan medet umularak, millet-devlet bütünlüğümüzün bozulması için yapılanlar ortada.
Türkiye'nin önünü kesmek için ittifak eden siyasi partilerin ideolojilerini idrak adına, geçmişten bir iki hadiseyi paylaşmakta fayda vardır. Hafızası canlı milletler İstiklal sahibidir.
•
Birincisi vakıayı, Prof. Dr. Cüneyd Suavi, "Kesilen Gitar" isimli kitabında; "CHP Zamanında Camilerin Başına Gelenler" başlığı altında, görgü şahidi olan Hasan dayısından şöyle nakleder:
"Adapazarı gibi bütün ülke zulümden sinmiş durumdaydı. Ezan ve Kur'an okumak zaten yasaktı. Her şehirde tek bir cami açık tutuluyordu.
Mesela, Adapazarı'ndaki Salko Camii, bando takımına tahsis edildi. Gün boyunca gümbür gümbür bando sesi yükselirdi içerden. Bu bando daha sonra Orta Cami'ye geçti.
Aziziye Camisi, 'Halk Oyunları Merkezi' haline getirildi. Zurnalar üst kattaydı, davullarsa alt katta. Caminin tam ortasında horon tepiliyordu.
Yeni Cami'ye gelince: Hayvanlara ahır olarak seçildi, Bir kısmına saman depolanırdı". Bu hadisenin anlatıldığı kitap her yerde bulunabilir.
•
İkinci vakıa ise Bolu Gerede'den:
"01 Şubat 1944 yılında saat 05.22'de Gerede ve Çerkeş'i kapsayan 7,4 şiddetinde deprem meydana geliyor, binlerce insan ölüyor, evler yıkılıyor.