Ersin Nazif Gürdoğan (1)
Gül alırlar, gül satarlar,
Gülden terazi tutarlar,
Gülü gül ile tartarlar,
Çarşı pazarı güldür gül. Ümmi Sinan Hz.
Merhum Ersin Nazif Gürdoğan ağabeyin ruhu şerifine birer Fatiha göndererek başlayalım söze. Kendisine Ümmi Sinan'ın yukarıdaki dizelerini şiar edinmişti.
Kitaplarında ve konuşmalarında bu dörtlüğe çok rastlanır. Tabii esas beslendiği kaynaklardan birisi de "Bizim Yunus" idi.
Kabri şerifinin orada olmasını da bu sebeple vasiyet etmiş olsa gerektir. Dünyada görmediği Yunus ile belki ahirette birlikte olabilmek düşüncesiyle böyle istemiştir. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin.
Erzin Nazif Gürdoğan ağabeyin adını ilk defa 70'lerin sonunda Mavera Dergisi'nin çıkarıldığı yıllarda duymuştum.
Rahmetli Erdem, Rasim, Akif İnan ağabeyler kendisine seslenirken; "Nazif" diye hitap ettikleri için ön adını ve soyadını sonra duymuştum.
İlk duyduğum haliyle söz edeyim. Nazif ağabey; yürüyen, yaşayan, yazan, konuşan bilgeliğini; merhamet, hoşgörü ve sevgi yağmuru ile daima bereketlendirirdi.
Öyle bir bilge idi ki, kendimce iki dünyayı amentü çerçevesinde neşvünema eylemesi, "Görünmeyen Üniversite"den beslenmesi ve aldığı dualar ile hayat yolculuğuna başlamasıydı.
Mehmet Zahid Kotku Hz.lerini anlattığı "Görünmeyen Üniversite" kitabı, sadece Nazif ağabeyin değil, imanı ile aklı arasında tam mutabakat sağlayan, kırk ölçüp bir biçen bütün bir akademi camiasını etkilemiş ve nice güzel insanlar yetişmiştir o üniversiteden.
Bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere devlet-millet hesabına hak ve hakkaniyet ölçüsünde söz sahibi olan yöneticilerin pek çoğu, bu üniversiteden mezun olmuş, bu kitaptan çok istifade etmişlerdir.
Nazif ağabey, ömrünün bir anını bile boşa geçirmemiş, şahit olduğum her anında tek derdi, millet-devlet bütünleşmesi ve Batı'ya muhtaç olmadan ayakta durmamızdı.