Eğitim öğretim okulda değil evde başlar

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Bir eğitim öğretim yılı daha başladı. Hayırlı uğurlu olsun. Ülkemizde eğitim ve öğretim meselesi yüz yıldır hep sancılı başlamış ve sancılı devam etmektedir.

Az bilenlerin çok bildiği, çok bilenlerin sustuğu ve az bilenler karşısında edeplerini korumak için kelimelerini ve düşüncelerini içlerine attıkları garip bir çenebazlar devrindeyiz.

Milli Eğitim Bakanlığı, geçmişten bugüne bütün hükümetler devrinde bir türlü memnuniyet verici seviyeye gelememiş ve eğitim ve öğretimden ziyade, "milli" kavramından dolayı genelde sol ideolojilerin ve çıkar çevrelerinin en çok nemalandığı ama asla doymadıkları yolunacak kaz görülen bir kurum olmuştur.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan dönemlerindeki milli eğitim bakanlıkları ilk defa yerlileşmeye ve millileşmeye başlamışsa da yine aynı çevreler, hep olduğu gibi Batı'dan da destek alarak, eğitim öğretim hayatına takoz vazifesi görmektedirler.

Günümüzde, Prof. Dr. Yusuf Tekin'in başında bulunduğu bakanlık nihayet, Türkiye gerçeklerine en uygun bakanlık olarak icra-i faaliyet yapmaktadır.

Yusuf Tekin ve yönetim kadrosunu eleştirenler; yine geçmişten beri ne dedikleri bir türlü belli olmayan ve hiçbir şeyden memnun olmayan, sadece kendilerinin arpalanabilecekleri ve iş yapmaktan ziyade yapanların sırtından inmeyecekleri bir bakanlık istemektedirler.

Bu zihniyet hiç değişmedi, değişmeyecektir. Çünkü ellerini sıcak sudan, soğuk suya sokmayan bu kesimler, zaten ne devletin ne milletin yanında hiçbir hususta bulunmamakta, avara kasnak gibi kendi eksenleri etrafında dönüp durmaktadırlar.

*

Yazının başlığına gelecek olursak, "eğitim-öğretim" okulda başlamaz. Eğitim-öğretim önce "aile ve evde" başlar.

Tabii bu arada şu ayrıntıyı da belirtmeli. Her ev, ev değildir, her aile de aile değildir. "Aile ve ev" kavramının karşılığı, devletimizin ve milletimizin bütünlüğüne sadakat demektir