13 Ağustos 2022 yılında Hakk'a uğurladığımız Mustafa Karahasanoğlu ağabey ahirete irtihal ettiğinde de "Demek böyle ölünüyormuş" demiştim.

11 Ağustos 2024 günü D. Mehmet Doğan vefat ettiğinde de Mustafa ağabey için tekrarladığım cümle dilime düşmüştü.

Bazı ölümleri duyarsınız rahmet dilerseniz, bazı ölümleri duyarsınız sessiz kalırsınız, bazı ölümleri duyarsınız kim diye bakarsınız, bazı ölümleri duyduğunuzda hayatınıza dokunmuş insanlardır, o vakit anlarsınız ki, dünya gerçekten bir rüya ve asıl gerçek ahirette.

Mustafa ağabey rahmete gittiğinde de aynı durumu yaşamış, birkaç saat dünyadan kopmuş ve kendime gelememiştim. Çünkü iyi insanların ölümüne inanmak gerçekten zor.

Rahmetli Mustafa ağabey davasına sadakatte bir abide samimiyete sahipti. O'nun davasının bütününü, ahiret günü hesabını vereceği işler teşkil ederdi.

Sert duruşu, sözlerinin keskinliği, kararlarından vazgeçmemesi değişik zamanlarda yanlış anlaşılmalara ve yorumlara ve hatta ayrılıklara sebep olsa da o amentüsünün gereğini yapmaktaydı.

Üst satırdaki sözleri biraz açmak gerekir. Mustafa ağabeyin siyasette, işte ve dostlukta şartı belliydi. "Allah'ın her anımızı gördüğüne inanarak yaşayabilmek" derdi.

Yanlışları olacağını, hata yapabileceğini baştan kabul eder ve öyle sanıyorum ki, bilerek ve isteyerek üzerinde kul hakkı bırakmamıştır. Var ise helallik talep edelim.

Mazlumun yanında olmaktan hiç vazgeçmedi. İnşaallah Mustafa ağabeyin ruhaniyetine zarar vermek istemem ve hatta şimdi olsaydı, şunu söylememi asla istemezdi. Bir yanlış ve hata ederek şu kadarını deyivereyim.

Öyle yazar, fikir ve düşünce inşalarına sahip çıkmış ve karşılıksız maaş ödeyerek o yıllardaki yaralarını sarmıştır ki, yarası sarılanlardan bazıları. Ötesini söylemeyeyim geçelim.

İnanmış insana gerçekten kulların gücü yetmiyor. Bunu Mustafa ağabeyin azminde, iradesinde, çalışmasında, korkusuzluğunda gördüm.

28 Şubat zulmünde Mustafa ağabeyin amentüsüne sadakati olmasaydı, kimsenin ve hiçbir medya kuruluşunun dayanması mümkün değildi. Burada bir hakkı daha teslim etmeliyim.