Bir Yanımız Cennet Diğer Yanımız

Yanlış hatırlamıyorsam "Bir yanım cennet, bir yanım cehennem" diye arabesk bir şarkı vardı. Yalnız yazımız şarkı üzerine değil.

Bu sözü, "dışımız cennet, içimiz cehennem" diye bir benzetme yaparak meramıma yol vermek isterim.

Dışımızdaki cenneti; yüreğimize, kalbimize, gönlümüze ve dilimize taşıyamamak, kişinin kendisine yaptığı en büyük zalimlik olsa gerektir.

Dışımızdaki cennetten kastımız, Allah'ın insanlığın istifadesine sunduğu kâinattır. Denizler, dağlar, ormanlar, ovalar, sular ve bunlarla birlikte binbir yiyecek, içecek ile rızık kazanılacak işler v.s diye sıralamak mümkündür.

Böyle söyleyince şu soru akla gelebilir:

- "İnsanlığın istifadesi için yaratılmış böylesine büyük ikramın ne kadar farkındayız, ne kadar sahip çıkmakta ve yararlanmaktayız, hatta tanımaktayız Tanıma hususunu öne alalım.

Kâinat güzelliğinde veya yeni tabirle doğa güzelliğinde bizimle yarışacak ülke çok azdır diye iddiamı her zaman birinci sıradan ayırmam.

Anadolu'muz, coğrafi güzellik ve çeşitlilik bakımından gizli bir hazinedir. Bu hazineyi keşfedemeyenler, hatta elinin altında bile olsa fark edemeyenler, genelde yabancı memleketlerin tarihi eserlerine, coğrafi güzelliklerine bayılır ve öve öve bitiremezler.

Onlardan olmamaya gayret ederim ve kendi vatanımın emsali az bulunur güzelliklerini keşfetmeye çalışır, imkân buldukça da dile getirmeye çalışırım.

İşte bugün onlardan birinden söz etmek istiyorum.

Önceki gün yolumuz, şehircilikte ve belediyecilikte modernite ile geleneği mayalayan ve harmanlayan öncü şehirlerden birisi olan Düzce'ye uğramıştı.

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, devlet yönetiminde ve yerel yönetimlerde başarılı isimlerden birisidir.

Faruk Bey'in başarısı, Düzce'nin mücavir alanları dâhil, şehrin her yerinde görülmektedir. Bu alanlardan birisi de Düzceliler ile civar il ve ilçelerden insanların oksijen depolamak üzere geldiği Aydınpınar Şelalesinin olduğu milli park alanıdır.