Bir numaralı dosya, bir numaralı sanık, bir numaralı belge
Dün, Yunanistan zulmüne karşı Batı Trakya'daki Müslüman soydaşlarımızın hak ve hürriyetleri savunan Dr. Sadık Ahmet'in hayatını anlatan filmden söz etmiş, bugüne de; "Türkiye'de de böyle hukuksuzlukların olduğuna dair" bilgi paylaşacağımı söylemiştim.
Yine hatırlanırsa, Pazartesi günü 12 Eylül sonrası MHP ve Ülkü Ocakları davasını anlatan; "Dava'nın Davası" kitabını tanıtmıştım.
Tabi bu kitaptaki mahkeme, Yunan mahkemesi değildi. Vesayet rejimi ve sol cenahın, hukuku istedikleri gibi çiğnedikleri yargılamalardı. Eseri okuyanlar görebilir.
İnanılır gibi değil ama şimdi Avukat Şerafettin Yılmaz'ın ifadesiyle; "1 numaralı dosyanın, 1 numaralı sanığın, 1 numaralı belgenin" ne olduğuna yer verelim:
"Bu davanın 1 numaralı dosyasının, 1 numaralı sanığının, 1 numaralı belgesi, Alparslan Türkeş'in çalışma masasının karşısında duran; "Dünya Türklüğünün Yaşadığı Yerler" haritasıydı.
Haritanın sınırları, haritayı yapan Türkistan Türkü'nün şehadetleriyle çizilmişti. Dosyaya suçlama belgesi olarak konulmuştu".
Yine eserden ayrıntılar aktaralım:
"Askeri savcılar spor salonundakilerin 220'sinin idamını, 532 kişinin de ağır cezalara çarptırılmasını istiyorlardı. İhtilal mahkemelerinin sonucunun ne olacağı belirsizdi.
Huzursuz boşluğun içinde bekleşen 532 genç birden ayağa fırlayıp, kimsenin hatta kendilerinin bile beklemediği bir içgüdüyle haykırdı:
-'Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak".
İstiklal marşı bir volkan gibi patlamıştı salonda. 532 acılı yürek, ses olup püskürmüştü. Salondaki herkes bu çağrışımla meydana gelen duygu selinin esiriydi.
Savunma avukatları, dinleyiciler, görevli askerler silahlarıyla selam vaziyeti aldı gayri ihtiyari. Mahkeme heyeti, oturmak ve kalkmak arasında bocaladıktan sonra duruşma usullerine uymasa da kalkmak zorunda hissettiler.
Bu volkanı patlatan 532 genç, derin bir cezbe haliyle, titreyişle, gözyaşlarıyla başka bir boyuta geçti. Oradan haykırdı:
Kimi; 'Ben İstiklal Marşı'nın taşıdığı değerler için vuruştum. Sen beni nasıl yargılars