Ankara da beş yıllık zulümden kurtulmalı

Ankara da İstanbul gibi beş yıllık zulüm zihniyetinden kurtulmalı. Bir Ankaralı olarak CHP'li belediye yıllarını iliklerine kadar yaşamış birisiyim.

Ankara 1994 yılına kadar Çubuk'un fakir dağ köylerinden farklı değildi. Şehrin temizlenen tek yeri Çankaya idi. Kızılay'a varıldığında biraz büyük bir köye geliyordunuz.

Şehrin dört bir yanından insanlar akın akın iş yerlerine gelip binalara girerken, üzerlerindeki tozu toprağı silkeler, kış veya yağmurdan dolayı çamur olmuş paçalarını çamaşır yıkar gibi çitileyerek temizler öyle girerdi.

Ankara'da belediye denilince aklımdan hiç çıkmayan tek şey hatırlıyorum. 1994 senesi öncesinde belediyede namaz kılan işçilerin Komünistler tarafından sürekli taciz edilmeleriydi.

Rahmetli babam onlardan birisiydi. Her gün işten dönünce yüzüne bakardık, "Acaba bugün dövülmüş mü, sövülmüş mü, hakaret yemiş mi" diye. Tam bir zulüm devriydi.

Mesleğe foto muhabiri olarak başladığım ilk yıl -şimdi ilgili başkanın adını yazmayayım- belediye muhabiriydim.

CHP'li belediyenin garip bir uygulaması vardı. Oyu varoşlardan alıyordu ama hizmet; "Beyaz Türkler" diye anılan hazıra konmuş, devletin sırtından inmeyen, ülkenin hiçbir derdiyle ilgilenmeyen imtiyazlı semtlere götürülüyor, gecekonduların olduğu mahallelerde belediyenin adı bile yoktu. Geçelim.

Ankara Selçuklu şehridir. Hacı Bayram şehridir. Ankara Ahilik şehri ve Sahabe kabrinin bulunduğu bir şehirdir.

Ankara Kalesi'nin karşısında geçmişte "Arap Dağı", "Timurlenk Tepesi" gibi isimlerle bilinen ve bugünkü adıyla "Hıdırlık Tepesi" olarak anılan yerde, yani Altındağ ilçe sınırları içerisinde, rivayetlere göre meşhur Şair İmruülkays'ın mezarı bulunmaktadır.

Yeri gelmişken bu hususta bir bilgi paylaşalım. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu kabri şerifi ihya etmek üzere restore ederek Ankaralıların ziyaretine açacak.

Ankara ne zaman CHP zihniyetinden kurtulduysa şehir olmuştur. Tarihi başta olmak üzere yeniden adeta küllerinden doğmuştur.