KKTC'de gurur gaflet, ihanet!

Geçtiğimiz hafta tarihî olduğu kadar gurur veren bir güne daha şahitlik ettik. TÜRKPA Dönem Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Ankara'da toplanan Türk Devletleri Parlamenterler Asamblesi'ne (TÜRKPA) KKTC'nin oy birliğiyle gözlemci üye kabul edildiğini açıkladı. Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KKTC Cumhuriyet Meclisi'nin, TÜRKPA 12. Genel Kurulu'nun güçlü iradesiyle TÜRKPA'da gözlemci parlamento statüsü kazanmasının KKTC açısından fevkalade önemli olduğunu vurguladı.KKTC ve halkına uygulanan gayriinsani siyasi ve ekonomik ambargoların yıkıcı sonuçlarını Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin her alanda verdiği sonsuz destek ile aşmayı başardıklarını ve başaracaklarını dile getiren Töre, dün olduğu gibi bugün de, Kıbrıs Türk halkının haklı davasını her türlü platformda savunmaya devam edeceklerini belirtti. KKTC Cumhuriyet Meclisi'nin TÜRKPA üyeliği gücümüze güç katmıştır, KKTC'nin tanınma yolunda bu üyelik en iyi şekilde değerlendirilmelidir.Egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı resmî siyasetimizin içimizdeki gaflet ve ihanet içerisindeki muhalifi, federasyoncu Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), KKTC'nin yıkılmasını öngören Enosis siyasetinin savunucusu AKEL ile oluşturduğu iki toplumlu komite ilk toplantısını 27 Nisan Perşembe günü gerçekleştirdi. CTP-AKEL arasında gerçekleşen iki toplumlu komite toplantısının esas hedefinin, Kıbrıs Türk halkının iradesine rağmen, BMGK kararları zemininde müzakere sürecinin yeniden sonumuzu getirmeyi hedefleyen şer Guterres çerçevesinde başlatılması olduğu net bir şekilde açıklandı. Guterres Belgesi'nin KKTC'nin altını oymaya çalışan, Türkiye'yi adadan çıkarmayı öngören şer bir belge olduğunu bilmeyen yoktur. KKTC'nin tanınmasını engellemek amacıyla biraraya gelen CTP-AKEL Komitesi hedeflerine ulaşamayacaktır. CTP'nin bilinen ihanet toplantıları kamuoyunda tepkiye neden olurken, Kıbrıs Türk halkının desteğini alarak göreve gelen, Anavatan Türkiye'nin de desteklediği egemen eşitliğimize dayanan iki devletli çözüm siyasetini savunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Özel Temsilcisi Ergün Olgun'un, Rum müzakereci Menelaos Menelau ile, bu köşede sürekli olarak tenkit ettiğim ve sakıncalarını defalarca açıkladığı, görüşmelerini sürdürerek federasyon icadı iki toplumlu komiteleri ileriye götürmeye çalışması ve dahası 'egemen eşitliğimiz ve uluslararası eşit statümüz tanınmadan müzakerelere başlanmayacağı' siyasetimiz ortada iken, Rum basınına yansıdığı şekli ile 'Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması perspektifini yeniden canlandırma çabalarının daha geniş çerçevesi hakkında genel bir görüş alışverişinde' bulunması inanılır gibi değildir. Olgun'un son dönemde, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs'taki Özel Temsilcisi Colin Stewart'ın himayesinde Rum Müzakereci ile gerçekleştirdiği toplantılar ve gündeme getirdiği konuların Cumhurbaşkanı Tatar'ın halkın destek ve takdirini alan siyasetine zarar vermesi kamuoyunda endişe ile karşılanıyor. CTP ve AKEL federasyona ve görüşmelerin kaldığı yerden başlamasına hizmet için iki toplumlu faaliyetler yapılması ve iki toplumlu komitelerin güven yaratıcı önlemler üzerine odaklanması konusunda çalışırken, Cumhurbaşkanlığı temsilcisi Ergün Olgun ile Rum görüşmeci Menelaos Menelau da, görevi federasyon hedefinin gerçekleşmesine yardımcı olmak olan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin