İzmir'de üstadı konuşmak

Geçtiğimiz günlerde İnsan Medeniyet Hareketi'nin (İMH) düzenlediği "İslam'a Adanmış Hayatlar: Sezai Karakoç" panelinde konuşmacı olarak İzmir'de idik. Hayırsever İş insanı Bilal Saygılı'nın gayret ve katkılarıyla yaptırılan caminin külliyesinde gerçekleşen panel hem katılım hem de ruh yönünden beklentinin üzerindeydi. İzmirlilerin Sezai Karakoç programına ilgisi gerçekten görülmeye değerdi. Ahmet Gülcan moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Prof. Dr. Mustafa Özel ve Saadettin Acar'la birlikte üstadın edebi, fikri ve eylemsel yönlerini konuştuk. İzmirli gençler Sezai Karakoç şiirinden örnekler sundular. Ertesi gün İzmir-Karabağlar 15 Temmuz Şehitleri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimleri Proje Okulu öğretmen ve öğrencileriyle, ardından Bozyaka Mevlâna İmam Hatip Ortaokulu öğrencileriyle bir araya geldik. Her iki okulun öğrencilerindeki coşku ve heyecanı anlatamam. Gençleri akademik başarı kıskacından kurtarıp daha geniş vadilere açılmalarına izin vermenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Sadece okuldaki sınavlarını düşünen, bilginin değerini sınavda çıkmasıyla sınırlayan öğrenci tipi hepimizi düşündürmelidir. Her iki okulun idareci ve öğretmenlerine katkılarından ötürü teşekkür ediyorum. pushfn('ads'); İZMİR'İ İÇİNE ÇEKMEKİzmir'e birkaç kez yolum düştü. Son gidişim de onlardan biri. Yankısı sesinin üzerinde bir şehir intibaı uyandırdı bende. Sokak coşkusu göremedim. Önceki gelişimde de yoktu. Biraz Kordon, biraz Alsancak, az Bornova biraz da Karşıyaka; gerisi şaka. Kültürel bir ize rastlamadım, şehir daha çok eğlence eksenli geldi bana. Yaşlı nüfus şayet evlerine çekilmemişlerse nerede acaba diye merak etmedim değil. İzmir'in dağlarını aradı gözüm bulamadı; açar dedikleri çiçekleri bir daha hiç sormadım. İstanbul'dan gelenler için İzmir, "Bu kadar mıymış!" deyip şaşkınlık yaratabilir. Fakat ne Ankara'dır ne de İstanbul'dur bu şehir. Ankara her şeye rağmen karasal karakterini muhafaza eden bir kent. İzmir silueti ıslak ve deniz kokan karakterini hep koruyor gibi. Ne beyaz yakalı ne de mavi yakalıdır o karşıdan bir ritme tutunur gibi gelen, olsa olsa fiyakalıdır. İstanbul hem Ankara'nın hem de İzmir'in sürekli taklit ettiği, ama bir türlü onun gibi olamadıkları şehirler. İyi ki de İstanbul gibi olmayı başaramıyor bu şehirler, zira o vakit şimdi var olan karakterlerinden hiçbir eser kalmazdı. Yine de biraz Kadıköy kokusu sezdim ben İzmir'de. Gezmesi kolay, ama yaşaması zordur. Bencileyin bir rüzgâr gibi uğrayıp geçenlerin yaygın kanaatidir bu. Üç beş kez daha gidip sokaklarında serazat gezsem belki de sevip