Eğer bir ortamda şiir üzerine değil de şairler üzerine konuşuluyor, bir adım ileri gidilip haklarında atılıp tutuluyorsa orada şiire dair bir ciddiyet ve samimiyetten bahsetmek mümkün değildir. Şiir üzerine konuşmanın adına eleştiri ya da kritik denirken, şair adına ileri geri konuşuluyorsa bunun adına edebi züğürtlük denilebilir ancak. Bir şeyleri
Mustafa Ruhi Şirin ömrünü çocuklara adamış bir şair. Çalışkan ve velut. Dünyanın çok değişik bahçelerindeki çocuk seslerini okuyucusuna taşıyor. İçinde çocukların da bulunduğu Dünya Acılar Atlası'nı umudun mavisine boyamak için sevincin ve de masumiyetin renklerinden bir "çocuk mavisi" oluşturmaya çalışıyor. Seyretmiyor müdahil oluyor. Elinin ve di
Bugünün en büyük nefis muhasebesi nedir diye sorarsanız, tek başına olmaktır diyebilirim. Yola tek başına çıkmak, tehdit ve tehlikelere tek başına göğüs germek, kavgasını tek başına vermek Bir bilinç üzere sokağa adımımı attığım günden beri gideceğim yere tek başıma gidip şarkımı yine tek başıma söyledim. Pek çok kez saldırıya maruz kaldığımda yine
Usta şair Cengizhan Orakçı'nın yeni şiir kitabı göksel bir aydınlık gibi masama düştü. Kitaptaki şiirlerin büyük bir kısmına dergilerden aşina olsam da şiirin önü ve arkasını iki kapak arasında temaşa edip okumak daha başka oluyor. Kitap deyip geçmemek lazım. Nasıl iki dizenin diz dize oturup bir beyitte buluşmasından "beyit-beyt" ev hali doğuyorsa
-Şair Dost Mevlâna İdris'in Ardından- Şair Mevlâna İdris dostumuz Hakk'a yürüdü. Ölüm haberini almadan daha üç beş saat önce iyiye gittiği haberi gelmiş nasıl sevinmiştik. Mustafa Ruhi Şirin ağabey saat başı takipteydi. Bütün sevenleri gibi duaya durmuştuk. Onu Mevla bizden daha çok seviyor olmalı ki yanına aldı. Mekânı cennet olsun. Mevlâna'nın is
Geçtiğimiz günlerde Erzurum Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı dostumuz Murat Ertaş'ın davetlisi olarak Erzurum Ilıca Şiir Şöleni'ne katıldım. Şiirin kalabalıklarla buluşturulması kolay bir şey değil. Dinleyici kalabalığı içerisinde şiir okuma sıramın gelmesini beklerken her dinleyicinin kendisine özgü bir şiire kulak veriş biçimi olduğunu fark ettim.
İsmail Bingöl, şair olduğu kadar denemeciliği ile de dikkat çeken bir yazar. Deneme şiirden kopan artık malzemeler olduğu için onu en iyi yerde kullanmasını bilen yine şairlerdir. İsmail Bingöl demek aynı zamanda Erzurum Radyosu demektir. "Erzurum"un soğuğu ile "radyo"nun sıcaklığı birleştiğinde ortaya şiir tadında türküler çıkıyor elbette. İsmail
İlk başta ütülü bir pantolon kadar tedbirlidirler. Tedbir ve temkin denemeciyi kasar. Duygularına dipnot düşemeyeceği için mümkün mertebe ispata ve kaynağa yönelik cümleler kurmak zorunda kalırlar. Akademisyenler disiplinsizliğe gelemezler. Uzun cümle kurmaya alışıktırlar. Yazarken kahkaha atmak, gözyaşı dökmek ve okuyucuyla içli dışlı olmak onlara
Dilimize yerleşmiş "sokakta bulmak" diye hepimizin bildiği bir deyim vardır. Yakınında bulunana sahip çıkmak anlamı içerse de hafiften bir sokağı tahfif sezmişimdir bu ifadede. "Ben onu sokakta bulmadım" derken sanki sokak birden karanlıklaşır, her bir şey ihtimale dönüşür ve angarya haline geliverir. Neresinden bakarsanız bakın, bu deyimde bir iza
l MGV uzun bir dönem İstanbul'daki şiir programlarının öncülüğünü yapıyordu. Çemberlitaş'ta FKM salonunda çok coşkulu şiir programları icra ediliyor ve katılımcı şairlerin şiirleri bir kitapçıkta toplanıp şiir dinlemeye gelenlere dağıtılıyordu. Bu programların birçoğuna katılmış biri olarak hâlâ bu kitapçıkları kütüphanemde muhafaza ederim. Diyeceğ
© 2016