Alemsin Be Dünya!

"İşte geldik gidiyoruz." "İki kapılı bir handayım, gidiyorum gündüz gece." "Yaş otuz beş yolun yarısı eder." "Bir insan ömrünü neye vermeli Harcanıp gidiyor ömür dediğin." Ruhsatî'ye ait şu dizelere ne demeli: "Gördüm iki kişi mezar eşiyor Gam gasavet gelmiş, boydan aşıyor Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor Gel de bu rüyayı yor deli gönül." Yaş yaşamış, güngörmüşlere sorun bir hele, "ne kadar yaşadın" diye. "İki gün" bilmedin, "üç gün ancak" diyeceklerdir. Öyle ya, zaman izafi; hepi topu üç gün yaşıyor insan: Dün, bugün ve yarın! Kendi kendimize bir soralım: Yaşadığından bir şey anlayan var mı Gidenin ardından dünyanın manzarası belli: "Göçtü kervan, kaldık dağlar başında." Dünya bir tenzil-i rütbedir. Asıl hayata göre aşağılardadır. Dûn ve deni kelimeleriyle sıhriyeti vardır bu yüzden. Dünya dünya olalıdan beri hep gelinen yer olmuştur. Dünyaya gelinir, ama dünyaya gidilmez. Sonu gitmekle biten bir âlemdir burası. Sadece dünyadan gidilir. İnsan gitmek için gelmiştir dünyaya. Burada geçirilen ömür süresi ne olursa olsun hakikat değişmez: Bu dünyanın parçaları eksiktir! Sahici âlem dünyanın eksiklerini giderecek donanımdadır. Dünyada rüya görülür, hayal kurulur. Ahiret hayatında hayal yoktur ve görülen de rüya değildir. Saf hakikattir öbür dünya mecaza yüz vermez. pushfn('ads'); Kur'an bize Nuh peygamberin 950 yıl kavmi arasında yaşadığını söyler (Ankebut-14,15). Hz. Adem'in ise bu dünyada 960 yıl yaşadığı rivayet edilmektedir. Bunun yanı sıra Hz. İsa'nın 33 yıl, "Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra