İsrail üzerinden ticaret de dursun

İsrail ile ticaret 50 oranında düşse de sürüyor. Bunu yapan ya başka ülkelerden mallarını bizim ülkemizdeki özel liman işletmeleri üzerinden İsrail'e gönderenler ya da Filistin hassasiyeti olmayan üç beş beyaz Türk, çoğu TÜSİAD üyesi işadamının yönettiği şirket.
Mesela Akfen Holding ve PSA International'ın işlettiği Mersin limanından çıkacak hiçbir gemi devletin sorumluluğunda değil. Dünyadaki pek çok liman işletmesi de bu durumda. O yüzden Kanada'da, ABD'de, Avustralya'da limanlarda gördüğünüz eylemlerde göstericiler devlete seslenmiyorlardı. Kendileri mobilize olup ya karadan ya denizden gemileri durdurmaya çalışıyorlardı.
Kendi hükümetlerini İsrail'e silah göndermekten siyasi destek vermeye pek çok alanda türlü protesto biçimleriyle sıkıştıran bu eylemciler, neden "Devlet ticareti durdursun" diye slogan atıp kenara çekilmediler sizce Çünkü kazın ayağının öyle olmadığını, meselenin devletten öte sorumluları olduğunu, uluslararası ticari kanunlarını, vb. biliyorlardı.
Bizdeki klavye mücahidleri de biliyor da hükümete vurmak işlerine geliyor. Hem yan gelip yatmalarına hem de vicdanlarını temize çekmelerine yarıyor. "Ne yaptın diye sorulduğunda; 'hükümet ticareti durdursun' dedim diyeceğim" diye ağlak ağlak konuşuyorlar. Halbuki çocuk cerrahı Taner Kamacı nasıl Gazze'ye geçip kahramanca çocuklara yardım ediyorsa, siz de geçebilirsiniz. Elinizden geleni ardınıza koymadığınızı görelim de ondan sonra ortamlarda mücahid diye arzı endam edersiniz.
Buna vakit ve imkan ayıramayıp, "Devlet halletsin" kafasında klavyelerinden atıp tutanlar, ya kendi nefislerini temize çekme gayretindeler ya da başka ülkelerin Türkiye'ye operasyon çekmesine önayak olan aparatlardır.
Bu klavye kahramanlarının çeşitli versiyonları var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan istedikleri belediye başkanlıkları ve meclis üyeliklerini alsalar meydanlarda "Mücahit Erdoğan" sloganı atacakken şimdi "Biz Gazze için anlaşmadık" diyen Fatih Erbakan ve ekibini zaten biliyorsunuz.
Bu ekibin başka bir çeşidi de "Hamas