Kılıçdaroğlu'nun kaynağı Kandil

Halk TV'yi izliyorum. KJ'de "Dilşah Ercan yaşadığını video ile kanıtladı" yazıyor. İsmin başına belli ki "PKK'lı" yazmaya gönülleri el vermemiş. Zira gönülleri el verse, CHP'nin "tutuklu gazeteci" diye savunduğu kişinin terörist olduğunu kabul etmeleri gerekecekti. PKK'lıya "PKK'lı", teröriste "terörist" demeye kıyamayan bu kanalda konuşan yorumcu ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu "militanca" sıfatıyla eleştirebildi. Neden Çünkü Soylu işini "militanca" yapıyormuş. Onlar aslında "adanmış, müdanasız, bize boyun eğmiyor" demek istiyor ama dik duruşun adı "militanlık", PKK'lılığın adı "görünmez" olmuş. "Videolu kanıt" dedikleri faciayı izlemişsinizdir. PKK flaması ve Öcalan posteri önünde "gerilla" kıyafetiyle oturan Dilşah Ercan konuşurken, örgütteki kod adı "Zozan Tolan" kullanılarak alt yazı konmuş. Ercan, önce Mersin'deki polise yönelik bombalı saldırıyı "selamladığını" söyleyip "Tüm fedai şehitlerimizi saygıyla anıyorum" diyor. Teröre övgüleri bittikten sonra ise "Bu fedai eylem ruhunun devamı olacağız" diyerek terör eylemlerini sürdüreceğini belirtiyor. Ayrıca "Ben gazetecilik çalışmaları yaparken yakalandım. Bu, doğrudur" diyerek gazetecilik faaliyeti adı altında suç işlerken yakalandığını da kabul etmiş oluyor. CHP'nin "tutuklu gazeteci" diyerek serbest bırakılması için propaganda yaptığı terörist, "Ben görevimin başındayım. Faşist AKP-MHP rejimiyle hesaplaşmak her gerilla gibi benim de en temel görevimdir." diyerek sözlerini sonlandırmış. Dün katıldığı bir programda Kılıçdaroğlu ise bombalı saldırıyı yapan teröristin devletin kimliğini açıkladığı kişi olmadığını en baştan beri bildiklerini söylüyor. Sunucu "Siz nerden biliyorsunuz o olmadığını" diye sorunca da Kılıçdaroğlu "Ben şimdi kaynağımı söylersem doğru değil" diyor. Açıkça "Kaynağım Kandil" diyecek hali yok ya;