Kazanan Türkiye'miz olsun

Yerel seçimlerde son viraja girdik. Pazar günü tüm Türkiye'de sandık kurulacak ve son sözümüzü söyleyeceğiz. Oy kullanmaya giderken kimliğimiz ve seçmen kâğıdımız yeterli olacak. Bir de aklımızdakiler olacak.
Ben oy vermeye giderken, 6 Şubat depremlerini unutmayacağım. Allah muhafaza böyle bir deprem İstanbul'da yaşanırsa olabilecekleri düşüneceğim.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı makamını işgal eden Ekrem İmamoğlu'nun, "Bu şehirdeki insanlar kentsel dönüşüm lafını duymak istemiyor" dediğini, daha sonra da "Elimde sihirli değnek yok" açıklamasını hatırlayıp sinirleneceğim.
Deprem sonrası yaşanan yıkımı, koskoca İBB'nin İstanbul'un küçük bir ilçesi kadar yardım edememesini aklımdan çıkarmayacağım. Oy vermeye giderken İstanbul'da bir sıkıntı olduğunda "Acaba belediye başkanı şimdi nerede tatilde" diye düşündüğüm günleri unutmayacağım.
İstanbul'da korku filmlerini andıran yanan otobüs görüntüleri, kimliğim ve seçmen kâğıdım kadar benimle olacak oy verirken. Elime mührü aldığımda İstanbul'un 5 yılda Latin istilası görmüş gibi nasıl geriye gittiğini aklıma getireceğim.
Mührü vurduğumda oy vereceğim Murat Kurum'un ben yazımı hazırlarken İstanbul'a dair projelerini anlattığını hatırlayıp doğru karar verdiğimi bir kez daha anlayıp mutlu olacağım.
Pusulayı katlarken, seçim sonuçları ne olursa olsun CHP'nin bir kez daha karışacağını, benim de bunları yazmak zorunda kalacağımı hatırlayıp biraz moralim bozulacak.
Oy vereceğim okuldan çıkarken Türkiye'nin 20 yıldaki değişiminin mimarı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında yer aldığım için kendimi tebrik edeceğim. Elbette sizin seçmen olarak kırgınlığınız, küslüğünüz, kızgınlığınız olabilir. İstanbul dışındaki bir şehirde oy kullanıyor olabilirsiniz.