IDEF'te kapatılan hesap

15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl önce, Türkiye'de bulunan Patriot bataryalarını çeken NATO müttefiklerimiz, bizi hava savunmasında zayıf düşüreceklerini biliyordu. Türkiye, hava savunmasını savaş uçaklarıyla yapmak zorunda kalmıştı. Aynı şekilde, ülkemize yönelik bir silah ambargosu uygulayan "müttefiklerimiz" de bizi uluslararası saldırılara açık hâle getirerek terbiye etmeye çalışıyordu.
Aradan geçen 10 yılda Türkiye, kendisini "terbiye etmeye" çalışan tüm ülkelere ders verdi. Önce ABD ile karşı karşıya gelme pahasına S-400'leri aldı. Bu kararın mantıksız olduğunu iddia eden bazı uzmanlar ise Türkiye'ye parasıyla dahi Patriot satmayan ülkeleri aklama yarışına girdi.
Aynı zamanda savunma sanayiindeki gelişmeler, ülkemizi "emanet hava savunma sistemlerinden" silah ihracatçısı bir ülke konumuna taşıdı. Bu etkileyici eşik atlama; ekonomik saldırılar, darbe girişimi, doğal afetler ve terör tehditlerine rağmen gerçekleşti.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF), ülkemizin son 10 yılda atladığı büyük eşiği gözler önüne serdi. Bu yıl fuarın yıldızı, Tayfun Blok-4 Balistik Füzesi oldu.
Türkiye'nin en uzun menzilli milli balistik füzesi olan Tayfun Blok-4, toplam ağırlığı 7 tonun üzerinde olmasına rağmen ulaştığı hipersonik hızı sayesinde mevcut hava savunma sistemlerinden kaçabilme özelliğine sahip. 10 yıl önce, Almanya'nın Patriot sistemlerini çekmesiyle tedirgin olan Türkiye, bugün hava savunma sistemlerinden kaçabilen hipersonik füze üreten bir ülke konumuna yükseldi. Elbette Tayfun'un yeni versiyonunu da beğenmeyen, eleştiren bir kesim oldu. Fakat onları ciddiye almak bile zaman kaybı olacaktır.