CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı hararetli konuşma ses getirdi. Pek çok şey söyledi Özel ama en temel noktayı yine ıskaladı. Hamas'ı terör örgütü olarak görmediklerini ve böyle görülmesine neden karşı olduğunu anlatmayı es geçti. Zira daha önceki pek çok açıklamasından biliyoruz ki CHP, Filistin'in varlık hakkının bugün uluslararası arenada konuşulmasının tek sebebi olan Hamas'ı terör örgütü olarak adlandırıyor. Zira aksini yaparsa mazallah Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki "müttefikleri" kızabilirler.
Gelin size bugün, bir kez daha neden Hamas'ın uluslararası hukuk çerçevesinde dahi terör örgütü olmadığını ve Filistinli delegelerin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılımını engellemek için vizelerini iptal eden ABD ne derse desin, bunun değişmeyeceğini madde madde anlatayım:
Uluslararası hukukun en tartışmasız maddelerinden biri, işgal altındaki halkların kendi kaderini tayin hakkıdır. Birleşmiş Milletler'in 1960 tarihli 1514 sayılı kararı sömürgecilikten kurtuluşu temel bir hak olarak tanımlarken, 1970'te kabul edilen 2625 sayılı kararda da yabancı işgale karşı verilen mücadelenin meşru olduğu vurgulanır.
En önemlisi 1974 tarihli 3236 sayılı kararda bu hak Filistin özelinde teyit edilmiş, Filistin halkının silahlı mücadele dahil olmak üzere direnme hakkı açıkça tanınmıştır. 1977 tarihli Cenevre Sözleşmesi Ek Protokol I, sömürgecilik, yabancı işgal ve ırkçı rejimlere karşı halkların yürüttüğü mücadeleyi uluslararası çatışma kapsamına alarak, bu hakkı uluslararası hukukun bağlayıcı kısmına dahil etmiştir. Uluslararası Adalet Divanı'nın 2004 yılında verdiği danışma görüşü de Filistin'in kendi kaderini tayin hakkını teyit etmiş, işgalin meşru olmadığını ve buna karşı verilen direnişin hukuki temelini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu çerçevede Gazze'nin ve Filistin'in durumu çok açıktır. 1967'den itibaren İsrail tarafından işgal edilen, 2005'te askerler çekilmiş olsa bile kara, hava ve denizden tam bir abluka altında tutulan Gazze, uluslararası hukuk nezdinde hâlâ işgal altındaki toprak statüsündedir.
İşgal sürdükçe, işgale karşı direniş hakkı da sürmektedir. Bu hakkın öznesi Filistin halkıdır ve bu halkın sahadaki örgütlü gücü bugün Hamas'tır. İşgal altındaki Batı Şeria'da ise Abbas yönetimi kağıt üzerinde vardır ama işgale karşı gerçek direnç Gazze'de Hamas eliyle sürmektedir.