Biden ittifakında son durum

ABD Başkanı Biden'ın adaylığından itibaren Başkan Erdoğan'ı devirme amacıyla destekleme sözü verdiği muhalefetin son yuvarlak masa toplantısı gerçekleşti. Artık dördüncü toplantı olduğu için ortaya somut bir çerçeve koymaları bekleniyordu. Ortaya bir bildiri çıktı ama heyecan uyandırmaktan uzak, özgün tek bir fikir bulundurmayan, halkın esas gündemi olan ekonomiye dair önerisi olmayan yavan bir metindi. Nitekim hapisten çıkarma sözü verdikleri, "Ne suçu var" diye meşrulaştırma yarışına girdikleri eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş bile şöyle yazmış: "Henüz derli toplu şekilde bir arada duracak ve ortak bir söylem üretip ortak bir sloganda Voltran'ı oluşturamadıkları için aslında hiçbir şey söylemiyorlar. O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakofoni şeklinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söyleyememiş oluyorlar." Bildirinin ilk maddesi yine toplumda önceliği de karşılığı da olmayan parlamenter sisteme dönüş hülyası. Diğer maddeler de tüm partilerin savunduğu genel geçer ilkelerden ibaret. Öze giremiyorlar; çünkü özlerinde birbirlerinden tamamen ayrılar. İstanbul Sözleşmesi savunucusu Akşener ile sözleşme karşıtı Karamollaoğlu... En ısrarlı dış politika argümanı "Esed'le görüşelim" olan Kılıçdaroğlu ile Esed'le Türkiye adına son görüşmeyi yapan ve karşıt olan Davutoğlu... Mavi Vatan'a "yayılmacılık" diyen Başdanışmanı ve "Yunanistan mı bize saldıracak" diyen Kılıçdaroğlu ile milliyetçilik iddiasındaki Akşener... İsveç-Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı çıkmamızı "hata" olarak değerlendiren CHP ile "Gerekli itiraz" olarak değerlendiren Akşener... Anadilde eğitimi savunan DEVA ile Kürtçe anons bile yapılmasına tahammül edemeyen İYİP... Liste böyle uzar gider. Ayrıca ekonomi eleştirisi için zordaki vatandaşı değil de "âlemci" parti kadrolarını karşımıza çıkarmalarından tutun, muhtarlara