Suyumuzu kesmeyin!..

Merhum Süleyman Demirel kendisinden sonra özellikle muhafazakâr çizgi üzerinde yürüyen siyasetçiler için "yön taşları" bırakan bir siyasetçiydi. Nitekim bu hazır malzemeler sonra gelenlerin her zaman işine yaramıştır. ANAP ile devam eden bu siyaset üslubu, aktörler değişse de bugüne kadar kullanıla geldi. Hemen her kültürden insanın kolayca anladığı dilden, seçim meydanlarındaki kalabalıklardan salon toplantılarına kadar her ortamda tabandan oy kaymasını durdurmak için Demirel'in kullandığı iki etkili söylemi vardı. Biri Meclis'teki sandalye sayılarını artırmak isteyen muhafazakâr parti tabanına dönük olarak "Üç beş vekillik için suyumuzu kesmeyin" Diğeri ise farklı isimler altında olsa da ana muhalefeti hedef alarak "Sakın bunlara oy vermeyin, ineklerin sütü kesilir" söylemi idi Bugüne geldiğimizde Demirel'in bu sözleri, CHP'nin arkada kalan icraatları her seçimde seçmen tabanına karşı bir "caydırma aracı" olarak kullanılmaya devam ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun lafla sınırlı kalsa da, sicil affı talebi gibi "helallik turlarına" çıkmasının ardında bu izleri silme gayreti saklıdır. Nitekim farklı ortamlarda "Efendim CHP diyecekler, bize hep CHP'yi kötülediler diyecekler. Şuna inanmanızı isterim; CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Artık beraberiz, birlikteyiz, aynı değerleri savunuyoruz" demesinin sebebi muhafazakâr seçmen tabanındaki bu yargıyı ortadan kaldırmak. Kılıçdaroğlu, geçmiş geçmişte kaldı bugüne bakalım, derken geçmişte yaşananlara "öğrenilmiş beceriksizlik" olarak yeni bir kılıf takmaktır. Oysa CHP'li yıllarda yaşananlar beceriksizlik veya iş bilmezliğin sonucu değil hepsi ne yaptığını bilen kadroların icraatlarıdır. Maziyi değiştirmek mümkün değildir ama muhatap değişirse sonuç değişebilir. Gözden kaçan bu sicil aklama operasyonunun günümüzdeki seçmen tabanında ne kadar karşılığı var Bugünkü seçmen profili, Demirel'in miting meydanlarını dolduran seçmenle ne kadar benzeşiyor Klasik seçmenden oy istenirken muhalefetin "beceriksizliği" konuşulur, ineklerin sütü bile siyaset malzemesi oluyordu ama bugüne geldiğimizde seçmen tabanında müzmin muhalefetin beceriksizliği kadar iktidarların "ne kadar becerikli olduğu" da tartışılıyor. Çünkü siyaset sosyolojisi değişiyor ve son iki yıldır pandemi ile başlayıp ekonomik daralma ile devam eden sıkıntılar da seçmene yön vermede önemli belirleyici. Demirel "suyumuzu kesmeyin" derken, Türkiye nüfusunun 75-25 oranında muhafazakâr-sol dengesi vardı. Köylü-Şehirli nüfusunu da ifade eden bu oran, zaman içinde 90-10 olarak