İsrail ordusunun Lübnan'daki saldırıları devam ederken Gazze'deki insanlık dramı da tekrarlanıyor. Senaryonun tamamını bilenler için bu durum şaşırtıcı değil.

İngiltere Başbakanı Starmer yaptığı açıklamada "Şimdi Lübnan'dan ayrılma zamanı. İngiliz vatandaşlarına vereceğim önemli mesaj derhal bu ülkeyi terk etmeleri olacaktır"derken; farklı bir operasyon peşindeki ABD, Suriye'deki kamplarında himayesindeki PKK militanlarına bilgisayar, yazılım ve elektronik teçhizat kullanımına yönelik eğitim vermeye başladı

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin açıklaması, Lübnan'a başlattıkları kara saldırısının sınır ötesi bir operasyondan çok daha ötesine uzanacağının haberidir.

Bütün bu hazırlıklar Lübnan'ın güneyi ile sınırlı bir misillemeden çok daha fazlasını anlatıyor ama anlayana.

Hâlen 5,4 milyon nüfuslu ülkenin güneyinden 500 bin kişi güvenli bölgelere göç etti.

Gazze'deki güvenli bölge hikâyesi Lübnan'da tekrarlanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM zirvesinde ateşin Lübnan'a taşındığını belirterek İsrail'in bir rüya gördüğünü ve rüyasını gerçekleştirmek için bölge halklarının hayatlarını kâbusa çevirmeyi göze aldığını belirterek "Zamanında Hitler de bu rüyayı görmüştü. Neticede gördüklerinin bir rüya olduğunu net bir şekilde anladı. Er ya da geç günümüzün Hitler'i Netanyahu da bu gerçekle yüz yüze gelecek" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'in yaptığı kıyımların insanlığın ittifakı ile durdurulması çağrısını tekrarlarken, İsrail'in BM Güvenlik Konseyinin katliam sürecinin durdurulması yönündeki kararı İsrail ve proje ortakları tarafından karşılık görmüyor.

Belli ki hesap başka!

İsrail Lübnan'da sınır ötesi operasyona girerken harekâtın Suriye'ye sarkacağı fark edilmeye başlandı. Bu müşterek hareketin sonucunda İsrail'in Suriye'ye sarkmasına karşı bir savunma hareketi beklemek hayaldir. Çünkü ABD'nin yıllardır sürdürdüğü yardımlarla askerî siyasi ve ekonomik destek sağladığı PKKYPG kadroları işgalcileri savaşmak için değil kucaklaşmak için bekliyor.