Beyaz Saray'ın falcısı!

ABD'nin İran'a müdahalesi kapıda mı..

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın bahçesinde bayrak dikme töreninde yaptığı konuşmada"İran'ı vuracak mıyız.. Söyleyemem. Yapabilirim de yapmayabilirim de. Kimse ne yapacağımı bilmiyor. Şu anda ne olur bilmiyorum"dedi.

Daha önce de dinî lider Hamaney'e yönelik ifadesinde"Nerede saklandığını biliyoruz ama şimdilik öldürmeyeceğiz"diyen Trump, İsrail'e "öldürme iznini verdiğini"açıkladı.

İran'a yönelik saldırı planlarını gizlice onayladığı ancak nihai talimatı vermeyi ertelediği belirtilen Trump'ın açıklamaları kafaları karıştırdı.

Adamın biri bir rüya görmüş ve bir tabirciye gidip anlatmaya başlamış:

"Ya ben kötü bir rüya gördüm ama nasıl desem Bir ağaç gördüm ağaç mı desem, söğüt mü desem, çınar mı desem Bir yeşillik gördüm sonra yeşillik mi desem, çayır mı desem, çimen mi desem Sonra da bir su gördüm nehir mi desem, çay mı desem, dere mi desem"

Adamın her şeyi tekrarlamasına sinirlenen tabirci"Anladığım kadarıyla Allah senin belanı verecek ama Bugün mü desem, yarın mı desem, öbür gün mü desem!.."

Hafta başında yapılan kabine toplantısında Orta Doğu'daki gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan"Batı'nın sınırsız desteği ile İran'a saldıran İsrail aslında ne yaptığının farkında değil. İsrail, ileride ne yaptığının farkına varacak ama iş işten geçmiş olacak" dedi.

13 Haziran'da kendisine tehdit oluşturduğu bahanesiyle İran'a yaptığı saldırı ile Tahran'ı vuran İsrail ülkenin üst düzey komutanlarını ve nükleer kapasite geliştirme alanında çalışan nükleer bilimcilerini vurdu. İran istihbaratının üst düzey ekibini âdeta yok etti.

ABD Başkanı Trump, yaptığı açıklamada"İran, nükleer silah sahibi olamaz, onlara imzalamalarını söylediğim anlaşmayı imzalamalıydı. İran'a bunu defalarca söyledim. Tahran'daki herkes derhal tahliye edilmeli" dedi.

Sonunu bütün dünyanın merak ettiği bu savaş, 1953 yılında Başbakan Muhammed Musaddık'ın İran petrollerini millîleştirip İngilizleri kovunca, ABD ve İngiltere'nin yönlendirmesi sonucu bir darbe ile devrilmesiyle başlıyor.

"suçum İngilizleri ülkemden kovmak mı.. "diyen Musaddık'ın yerine İran dışındaki Rıza Pehlevi İran'a getirilerek sömürü düzeni devam etti. Ancak, bazı ülkelerle İran'da nükleer santral için görüşmeler yapan Şah Rıza,"nükleer silahtan"bahsedince bunu tehdit olarak algılayan İsrail, Şah'ın devrilmesini ABD'ye havale etti.

Yahudi ağırlıklı küresel medya Paris'te sürgünde olan Humeyni lehinde Şah aleyhinde kampanya başlattı. İran'daki sosyalistlerle iş birliği yaparak Şah'ın devrilmesi için zemin hazırlandı. Humeyni özel bir uçakla CIA koruması eşliğinde Tahran'a getirildi. ABD'nin ülkesine kabul etmediği Şah ise sığındığı Mısır'da kısa süre sonrada öldü