Sinerjik gönençsel Ramazan nedir lan!

Benim dinle kitapla Ramazan'la işim olmaz" deyip, mevzuya hiç girmeyenler için söyleyecek sözüm yok. "Benim içim temiz" diyor. Hiçbir şeye de karışmıyor. Eyvallah... (Doğrudur içi temizdir, hiçbir şey yoksa içinde!..)Lakin Ramazan'da (kendi tabirleriyle) 'duygu patlamaları' yaşayan bir kesim var ki, çekilmiyor... Gına geldi artık... Bizim Babıali kaşalotlarından söz ediyorum. Ramazan, bereket, rahmet falan sana bana bırakmazlar. Hele yaş da biraz ilerleyince. Hacı hoca olmaya başlıyorlar. (Mecazen tabii) Ömrü hayatında alnı secde görmemiş herif sana bana Ramazan anlatır, din öğretir... Ramazan gelince benim ananem şöyle yapardı. Dedem elinde mendil, içinde lokum vesaire iftarı beklerdi. Hepimiz iftar sofrasına otururduk. Çok laik bir iftar sofrası. Aydın yaşlılarımız vardı. Babam kravatlı, annem de tayyörlü. Ninemim başında beyaz tülbent. (Ama önü açık!) Böyle şendik, şöyle keyifliydi... Sonra; "Nerde o eski Ramazanlar!" (Nasıl Ramazan lan o!..) Bolca duygu yoğuşması, bolca gönenç... (Huşu, ibadet denmez dinciler gibi) Anlattığı hikayede oruç, namaz, abdest nerde.. Yok... Ama sana bana Ramazan'ın önemini anlatır... Hayatı Müslüman'a küfretmekle, İslam düşmanlığı yapmakla geçmiş ultra laik tipler, Ramazan gelince, sinerji yaymaya başlarlar. (Nur değil, sinerji!..) "Ay ne güzeldi o eski Ramazan ritüelleri!.." falan derler.