'7 Kocalı Hürmüz' siyaseti!..

FETÖ'nün 15 Temmuz alçak işgal girişimi sonrasında tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde tahliye olan eski askeri öğrenciyi ailesiyle birlikte kucakladı Kılıçdaroğu. Aile CHP'nin vermiş olduğu destek için teşekkür edip Kılıçdaroğlu'na şükranlarını sundu. Nerede Aşağılık FETÖ'nün bombaladığı gazi Meclis'te. Seçim vaadiydi. Kılıçdaroğu, KHK'lıları görevlerine iade edeceğini söylüyordu. Bu bakımdan çok tutarlı bir davranış. Doğru bir işaret fişeği. Lakin FETÖ sanığını ailesiyle birlikte kucaklaması CHP'de çok ciddi sıkıntı oluşturdu. Sanığın annesinin; "Ben Fetullah Gülen'e terörist diyemem" dediği video yayınlanınca işler daha da karıştı. (Kaset kumpasıyla Kılıçdaroğlu'nu koltuğa oturtan FETÖ. N'apsaydı Nankörlük mü etseydi!) CHP içindeki rahatsızlığı giderebilmek için, diğer tarafa sinyal çakması gerekiyordu. Bu sefer de Balyoz ve Ergenekon davalarından yargılanan Emekli Tümamiral Deniz Kutluk'u ziyarete gitti. Orada da, "tüh Allah cezanızı versin, insanlara zulmettiler, helalleşmek lazım..," gibi şeyler söyledi, ama açıklamalarında bir defa bile FETÖ demedi. ( Daha yeni kucaklamışsın, FETÖ'yü de kırmamak lazım, değil mi!)... Böylece hem FETÖ'cüler memnun oldu, hem de FETÖ mağdurları. İkisini de idare etmiş oldu. Bu ne ki.. Kılıçdaroğlu nicelerini idare etmek zorunda. En başta HDP. Sınır ötesi operasyona 'hayır' dedi CHP. HDP çok memnun oldu. Ama İP'in yüzü asıldı. İP, "evet" demiş. Üstelik Kılıçdaroğlu "evet" diyenleri cumhuriyete ihanetle suçlamış. N'apmak lazım.. Yozgat'a gidip mesajı vermek, gülücük göndermek lazım. Gitti ve dedi ki; "Söz veriyorum o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler." 'Demirtaş'ın